Yaşar Çoruh: Konut satışında vergi hesabı tapu bedeli

Mali Müşavir Yaşar Çoruh, gayrimenkul değer artış kazancı vergisi hakkında önemli uyarılarda bulundu. Tapuda düşük bedel göstermenin risklerine dikkat çekti.

vergi

Milyonlarca gayrimenkul sahibini ilgilendiren ‘değer artış kazancı’ vergisi, evini 5 yıl içinde satanlar için kritik bir konu olmaya devam ediyor. Gayrimenkul piyasasındaki fiyat hareketliliği, bu verginin matrahının nasıl hesaplanacağı sorusunu gündeme getiriyor.

Mali Müşavir Yaşar Çoruh, mükelleflerin ileride ağır vergi cezalarıyla karşılaşmamak için bilmesi gerekenleri açıkladı. Çoruh, vergi mevzuatının, işlemin gerçek ekonomik özünü dikkate aldığını vurguladı.

Çoruh, tapu müdürlüğüne beyan edilen bedelin vergi hesaplaması için yeterli olmadığı yönündeki yaygın kanının riskler taşıdığını belirtti. Genellikle tapu harcını azaltmak amacıyla satış bedelinin düşük gösterildiğini ifade etti. Ancak bu durum, Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu karşısında ciddi riskler barındırıyor.

Gelir Vergisi Kanunu (GVK) mükerrer 80. madde, gayrimenkullerin edinme tarihinden itibaren beş yıl içinde elden çıkarılması halinde doğan kazancın ‘değer artış kazancı’ olarak gelir vergisine tabi olduğunu belirtmektedir. Kazanç, satış bedeli ile maliyet bedeli arasındaki farktır.

Çoruh, Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin, vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetini esas aldığını ifade etti. Tapuya yazılan bedelin, alıcıdan fiilen tahsil edilen bedel ile karşılaştırılması gerektiğini belirtti.

Uzman Çoruh, yüksek yargı kararları ve Maliye’nin uygulamalarıyla bu yasal çerçevenin pekiştirildiğini vurguladı. Yargının, mükellefin tapuda ne beyan ettiğinden çok, alıcıdan fiilen ne kadar tahsil ettiğine odaklandığını açıkladı.

Çoruh, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yayımladığı rehberin de satış bedelinin belirlenmesinde tapu senedi, banka dekontları ve alıcı-satıcı sözleşmelerinin esas alınacağını belirttiğini aktardı.

Değer artış kazancı hesaplamasında mükellefleri koruyan enflasyon endekslemesi mekanizmasının önemine de değinen Çoruh, bu mekanizmanın mükelleften enflasyonun yarattığı kazancın vergisini istemediğini ifade etti.

Çoruh, tapuda düşük bedel göstermenin risklerini somut bir örnekle açıkladı. Örneğin, bir vatandaşın 2020 yılında 1.200.000 TL’ye aldığı evi, 2024 yılında 4.000.000 TL’ye sattığında tapuda bedeli 2.500.000 TL göstermesi durumunda, ileride karşılaşabileceği vergi yükümlülüklerini detaylandırdı.

Son olarak, Çoruh, mükelleflere belgelerini saklamaları gerektiğini hatırlatarak, doğru ve yasalara uygun bir beyanın ileride doğabilecek ağır vergi cezaları ve faiz risklerini ortadan kaldıracağını vurguladı.

İlgili Haberler: Kentsel Dönüşüm İçin 500 Milyon Dolar Yatırım Planı · İspanya’da Ofis Alanları 20 Bin Konuta Dönüşebilir

Başa dön tuşu