Şapka Devrimine Ne Oldu?
İşteMirathaber’de yer alan Ebru Mahmutoğlu’nun “Şapka Devrimine Ne Oldu?” başlıklı yazısı:
Yazımızınbaşına aldığımız soruyu basite alıp geçiştirmeyiniz. Sıra dışı olup önemlidir.Aslında günümüz Türkiye’sini de yakından ilgilendirmektedir. Örneğin konuyu, yıllardır AB önünde onursuzca bekleyişimizle de ilişkilendirebilirsiniz.
Aslında Cumhuriyet dönemi devrimlerinin Osmanlının son döneminde kasıtlı veya kasıtsız yıkıcı ön çalışmaları yapılmıştır. Cumhuriyet dönemi ilk kadrosunun kendi açılarından başarıları, fikri düzeylerinden değil ama kan dökecek şekilde devrimci oluşlarındandır.
OSMANLI DA FES, CUMHURİYETTE ŞAPKA
Osmanlıda fabrikası yapılarak fes getirildi. Batı karşısında duyulan aşağılık sebebiyle Cumhuriyet döneminde de milletimize Yahudi şapkası dayatıldı. Üstelik fabrikası da kurulmadan ve giysi bulamayan milletimiz, ithal edilen şapkalarıborçlanarak almaya mecbur edilerek.
Şapka takmamanın, sonraları 1928′ de konulan cezası birkaç ay hapis iken şapka vesileedilerek asılan insanlarını sayısı yetmişi buldu. Gerçi mesele bütünüyle şapka değildi. Gaye, İslam’ıve bin yıllık kültürümüzü red edic iveBatıya yönlendirici devrimlere karşı çıkabilecekleri tasfiye etmekti.
Kurulan dar ağaçları gölgesinde başarı sağlandı da. Bir çok İslamalimi salınan korku sebebiyle sindirildi ve merhum Ömer Nasuhi hoca örneği ölünceye kadar şapka takanlar oldu.
MİLLETİMİZ ÖZGÜRLEŞİNDE ŞAPKAYI ÇIKARIP ATTI
Milletimiz korkuyla şapka aldı ve taktı. Ama özgürleştiği zaman da şapkayı fırlatıpattı. Öylesine attı ki günümüzde 85 milyon içinde artıkputçu ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ üyelerinde bile şapka takanı bulamazsınız.
Aslında İslam’a uzak oldukları için Atatürkçülüğe yakın olan Soner Yalçın, Uğur Dündar, Emin Çölaşanve benzeri yazar çizerlerin ve de CHP’li yöneticilerin ve de AKP’dekiKamâlistlerin şapka takması gerekmez miydi?
Şapka devrimi gibi yapılan eğitim, hukuk ve de harf devrimlerinin de halka dokunan vekabulünü gerektirecek doğallığı yoktu. Faydası da yoktu. Ama LOZAN temelli ve dışdestekli devrimler yüzyıldır dayatılıyor ve kanunlarla korunuyor.
Milletimizin, Batı’yakültürel sömürge kılınmanın kendisine neleri kaybettirdiğini bilmediği için şimdilerde eleştirileri ve talepleri yok. Yetiştirdiği aydınları da ! gerçekleri araştıracak aklî gelişim ve yürekten yoksun. Ne var ki tarihimizin ihtişamlı dönemlerinin penceresinden bakıldığında saraylardan nasıl gecekondulara itildiğimiz görülüyor.
Hulasa vazifemiz,yapılan ve milletimizin kendisine gelmesini, İslam ve Türk dünyasına öncü ve rehber olmasını engelleyenBatı kökenli yasave yaşam devrimlerinin Şapka devrimi gibi faydasız bir özentiolduğunu anlamaktır. Batıcı ve batırıcı devrimlerin nakledildiği vücutlarca tepilenama ilaç baskısıyla kabul ettirilenorganlar konumunda olduğunu kavramaktır.
Ve de bir asırdır dayatılıp kabul ettirilen devrimlerin bir kısmının ilga edilmesini ve bir kısmının da tadil ve ıslah edilmesini sağlamaktır.
Bu vazifemiz cihadımızdır. Allah, yolunun mücahidlerine başarı yollarını açmayı da va’d etmektedir.