Suriye’de Mutabakatın Uygulanabilirliği Tartışılıyor

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile SDG elebaşı Mazlum Abdi arasında imzalanan mutabakat, sekiz ay geçmesine rağmen sahada uygulanmamış durumda.

Suriye

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile terör örgütü SDG elebaşı Mazlum Abdi arasında imzalanan mutabakat, aradan geçen sekiz aylık süreye rağmen sahadaki gerçeklik karşısında erimiş durumda. Anlaşma, Kuzeydoğu Suriye’deki sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahalarının devlet yönetimine devri ile askeri entegrasyonu öngörse de, bu taahhütlerin hiçbiri hayata geçirilmiş değil.

SDG içinden yükselen ‘savaş hazırlıkları’ söylemleri ve Şam yönetiminin görüşmeleri askıya alması, bölgeyi yeni bir çatışma sarmalının eşiğine getirmiş durumda. Analistler, SDG’nin mutabakatı uygulamama stratejisinin arkasında ABD ve İsrail’in enerji ve güvenlik koridorunu koruma niyetinin yattığını belirtiyor.

ABD-İsrail ittifakı, sahada kalıcı bir güvenlik ve ekonomi kuşağı inşa etmeye devam ederken, kuzeydeki petrol sahalarına ilişkin planlar, emperyal stratejiye ışık tutuyor. SDG’nin kontrolündeki petrol sahalarının Şam yönetimine devri öngörülmesine rağmen, enerji yataklarının olduğu sahalarda ABD’nin kontrolü genişlemeye devam ediyor.

ABD, İngiltere ve SDG işbirliğinde benzer strateji su kaynakları üzerinden de ilerliyor. Tişrin Barajı’nın kontrol ve işletmesinin Şam yönetimine devri askıya alınırken, SDG unsurları bölgedeki fiili varlıklarını koruyor. Barajın herhangi bir çatışmada hedef alınması, su akışı ve enerji güvenliği açısından hem Türkiye hem de Irak’ı doğrudan etkileyecek bir krize yol açabilir.

Öte yandan, terör örgütü YPG’nin sözde yöneticilerinden Sipan Hamo, Şam merkezi yönetimi ile müzakerelerin tıkandığını ve SDG’nin ‘savaş hazırlıklarını’ önceliklendirdiğini belirtti. Hamo, anlaşmanın imzalanmasından bu yana ‘tek bir somut adım’ göremediklerini ifade etti.

Son dönemdeki en çarpıcı gelişmelerden biri de ABD’nin Şam’a yakın bir bölge olan El-Sin’de yeni bir hava üssü kurma hazırlığı içinde olması. Analistlere göre bu plan, El-Tanf üssü ile başkent arasındaki hattı kontrol etme amacını taşıyor.

Güvenlik Uzmanı Ünal Atabay, ABD’nin bölgede uyguladığı ‘vekalet stratejisi’ modelinde, İngiliz istihbaratının kritik bir işlev gördüğünü belirtiyor. ABD’nin El-Sin’de kuracağı üssün amacı yalnızca askeri bir varlık göstermek değil, aynı zamanda İsrail’in güvenliğini sağlamak.

İlgili Haberler: İslam Memiş’ten Altın Yatırımcılarına Önemli Uyarı · İspanyol Döner Kebap Sektöründe Türk İnovasyonu

Başa dön tuşu