Medine Müdafasının Anlatı Nesneleri – 1 – Düşünce

Açlık Retoriği ve Çekirge Estetiği

Bu yazı İsmail Bilgin’in “Medine Müdafaası / Çöl Kaplanı Fahreddin Paşa” (Timaş) romanı, Feridun Kandemir’in “Medine Müdafaası – Peygamberimizin Gölgesindeki Son Türkler, Fahreddin Paşa” (Yağmur) adlı hatıratı, Abdullah Yıldız’ın popüler tarih anlatımı olan “Fahreddin Paşa ve Medine Savunması” eserleri baz alınarak Medine müdafii Fahreddin Paşa ve mücahedesi ekseninde kaleme alınmıştır.

Giriş

Söz konusu olayın tarihi gerçeği kısaca şöyledir: Medine Müdafaası, Şerif Hüseyin’in 1916’da İngiliz desteğiyle isyan edip Medine’yi hedef almasıyla başlayan 2 yıl 7 ay süren ve Mondros Mütarekesi’nden sonra sultan Vahdettin’in, müdafaada ısrar eden garnizon komutanı Fahreddin Paşa’yı iknasıyla sona eren bir gerçekliktir. Medine’deki Osmanlı garnizonu, silah bırakan son Osmanlı birliğidir.

Bu yazı için çıkış noktası olan cümleler Fahreddin Paşa’nın askerlerine resmi olarak yayınladığı, dini ve hukuki dayanakla sunduğu çekirge beyannamesinden alınan şu cümlelerdir: “Çekirge yenmesi helaldir. Resûl-i Ekrem döneminde de çekirge yenmiştir. Askerlerimiz çekirgeleri yemekten çekinmemelidir. Açlıktan ölmektense Allah’ın helal kıldığı rızkı yemeliyiz.” “Serçe kuşundan ne farkı var? Yalnız tüysüzdür. Fakat serçe gibi kanatlı ve uçar, yeşilliklerle beslenir… Hicaz, Yemen, Asir Araplarının başlıca gıdası çekirgedir. Bedeviler sağlamlık ve çevikliklerini çekirgelere borçludurlar…”

Beyanname

Bir çekirgeyi yemek muhtemelen bir fikri yutmaktan daha efdaldir. Bu iki mesele esasen birbiriyle analojik benzerlik kurulamayacak konulardır. Olsun. Ne fark eder? Fahreddin Paşa’nın yayınladığı çekirge beyannamesini, kimileri yalnız askeri bir emir olarak görmüş olabilir. Bu onların ayıbı olsun. Bu beyanname buz gibi bir anlatı başarısıdır. Anlatının başarılı olup olmadığını ölçmek için kullanılan mihenklere de yazıklar olsun. O yazıklardan bize de olsun, size de. Allah’ın kullarından hangisi şu cümleye itiraz eder: Açlık adeta cehennem olmuş, beden ve psikoloji çözülüyor. Bu noktada fiziken tükenen şeyler boşa tükenmez, bir şey üretir: söylem gücünün haşmeti. Bu devreye girdikten sonra anlam adeta ete kemiğe bürünür. Bu söylem, çekirgeden ibaret değil elbette. Burada hem protein hem de metafordur.

Çekirge Alegorisi

Çekirge, bir sınavdı. Askerde oluşan tiksintinin salt damak tadına yönelik olduğunu düşünemeyiz doğal olarak. Kaynak alışkanlıklara da bağlı. Fahreddin Paşa’nın “Helaldir.” vurgusu, bu alışkanlığı kırmaya dönük bir inanç balyozu. Çekirge yemek, alışılmışın dışında olan gerçekliği temsil eder. Onu yemek, normların dışına çıkmaktır. Bu bağlamda çekirge:

Bir değişim ve dönüşüm figürüdür. Serçeye benzetilerek masumlaştırılır. Bir itaat nesnesidir. Paşa’nın emrine uyarak kişisel olan tiksinti, birlikte hayatta kalma adına bastırılmış olur. Bir iman sınavıdır. Helal ile haram arasındaki çizgi, damak tadından fazlasıdır: inançtır.

Çekirge, bu alegoride bir yönüyle düşmandır diğer yönüyle kurtarıcı. Bir taraftan aşağılanır diğer taraftan adeta kutsanır. Çekirge ideolojilerin iç çelişkilerinden bir cüzdür. Hem reddedilendir hem de kutsanan.

Performans Olarak Beyanname

Paşa’nın beyannamesi, dini bir açıklamaya tekabül etmiyor. Bu bir iktidar jestidir. Açlık karşısında çözülmeye başlayan birlikler, bu söylemle yeniden canlanır. Çekirgenin helalliği, Resûl-i Ekrem dönemine referansla sunulur. Bu, ideolojik temeldir: geçmişin kutsallığı bugünün zorunluluğunu meşrulaştırır. Paşa burada bir müftü gibi konuşur, ama aslında bir komutandır. Söylem, askeri bir işleve sahiptir. Konunun evvelemirde inançla ilgisi yoktur.

Beden Gücü

Askerin tiksintisi, ideolojik bir dirençtir. Paşa bu direnci kırmak için dini söylemi tasarlanmıştır. Çekirge yemek, yalnızca açlığı gidermek yani doymakla ilgili bir gerçekliğin üstündedir. Askerin ideolojik olarak biçimlendirilmesidir. Beden, söyleme teslim olmuş ve retorik, bedeni yeniden kodlamıştır.

fahreddinpasa004

Moral Mühendisliği

Paşa askerine yaptığı hitapla bilgi verme amacından çok ötededir. O kollektif algıyı ortaya çıkarmak için duygu üretimi yapmıştır. Çekirge, bir nimettir. Bu, klasik bir stratejidir: zorunluluk bir erdem haline gelir bu noktada. Açlık ise bir eksiklik değil, imtihandır. Çekirge, bir utanç değil, şereftir. Söylem gölgesinde paşa, eksikliği fazlalığa çevirmeyi başarmıştır.

Retorik ve Tarif

Çekirge bu başlıktan sonra artık gastro bir zenginliktir. Bir yemek tarifidir. Kavrulur, haşlanır, pilava katılır, limonlanır. Serçeye benzetilir, Arap diyetinin temel unsuru bile olur. Paşa da hem imamdır hem aşçı. Askerin midesine de ruhuna da hitap eder. Retorik güzel söylemektir, bir yemek tarifi de güzeldir. Çekirge estetiktir artık metafor olur. Mesele pratik bilgi sunmaktan çıkmış bir estetik üretmiştir. Çekirge, artık bir anlatı nesnesidir.

Çekirge Yemek

Çekirge yemek, sonucun bir parçası olarak açlığı gidermekten çıkmış, bir ideolojik tavır halini almıştır. Paşa’nın beyanı, emirden ayrılarak anlatıya dönüşmüştür. Bu anlatı hem bedeni hem zihni biçimlendirme ile nihayetlenmiştir. Çekirge, burada bir sınav olmuştur: hem damak tadının hem inancın hem de sadakatin sınavı.

En önemlisini en sona bıraktık: bir çekirge, doğru anlatıldığında bir millet için moral kaynağı olur. Yeter ki onu metaforik bir anlatıya dönüştürmeyi, kavurmayı ve yemeyi bilelim.


Yazar: Ethem ERDOĞAN
Yayın Tarihi: 25.08.2025 14:56 –
Güncelleme Tarihi: 25.08.2025 14:57

Kaynak: Kitap Haber

Başa dön tuşu