Semra Kosovalı: Göbeklitepe’yi kimler ne amaçla yaptı?

GÖBEKLİTEPE KİTABIM TÜM KİTAPÇILARDA

Arkeoloji serisinin yeni kitabı da çıktı, yazarken büyük keyif aldığım bir kitap oldu GÖBEKLİTEPE.

Arkeologlar da ikiye ayrılır:

  • Bulduğu buluntuları dar kapsamda yorumlayarak dar kapsamlı sonuçlara varanlar.
  • Bulduğu buluntuları farklı kıtalar, insanlar, medeniyetler, mitolojiler, izler, işaretler gibi geniş kapsamlı değerlendirerek sonuca varanlar.
  • Ben ikinci grupta görürüm kendimi. Bütün olasılıklar değerlendirilmelidir bana göre. Çünkü işaretler gözümüzün önündedir, yalnızca biz o işaretlere yorum katamamışızdır.

    Bu görüşlerimi sembol kelimesi çok güzel açıklar. Sembol, soyut fikirleri somut hale getirme ve anlamı iletme işlevi görür. Yunancada, sözleşme, kimlik, bir araya getirmek gibi anlamlar taşır. Birçok dilde symbol olarak yazılır. Tarihsel süreçte bu sözcük birbirini tamamlayan anlamında kullanılmıştır.

    Antik dönemde sembol kelimesi bütünü tanımayı sağlayan parçaları ifade eder.

    Antik Yunan’da çömlek parçası ikiye bölünür ve aralarında sözleşme yapan taraflara birer parça verilirdi. Sözleşme sonlandırılacağı zaman her iki taraf da kendilerindeki parçayı çıkarıp birleştirirdi. Parçalar tamamlanınca sözleşme sonlandırılırdı. Bir çeşit anlaşma yöntemiydi.

    Bu tarihsel nedenle sembol kelimesi parçaların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan, anlamı ifade eder. Yeniden birleştirildiklerinde ortak bir kökene ait olduklarını ispat eden işaretlerdir.

    Arkeoloji de çeşitli sembolleri bir araya getirerek ana konuyu bulmaya çalışır. Arkeoloji tek başına yetmez, işin içine mühendisler, genetik bilimciler, matematikçiler, sosyologlar, psikologlar ve diğer birçok bilim dalı katılmalıdır ki semboller doğru yorumlanabilsin.

    Göbeklitepe, tarihin hiç tahmin etmediğimiz kadar gerisine ait olduğu ortaya çıkınca oradaki sembollerin değerlendirilmesi ve yorumlanması çok daha önem kazanmıştır. Oradaki yapıları, heykelleri yapanların hangi nedenlerle bir araya geldikleri, hangi düşünceyle bu yapıları yaptıkları, onları neyin motive ettiği, yapıları inşa ettikleri süre içinde nerede kaldıkları ve neyle beslendikleri gibi konuların anlaşılması çok önemlidir.

    Bilinen son tufan günümüzden 12 bin yıl önce yaşandıysa, tufandan kurtulan insanların Göbeklitepe ve etrafındaki yapıları yaptığı iddia edilebilir mi?

    Onları hangi nedenler tufan sonrası bu yapıları yapmaya itmiştir?

    Bu alanı kimler inşa etti?

    Neden ve hangi amaçla inşa ettiler?

    Etrafında hiç yaşam belirtisi bulunmayan bu alanda, burayı inşa edenler nerede yaşadı, uyudu yemek yedi?

    Bizlere tarih Sümer’le başlar, dediler ama Sümerlerden binlerce yıl önce zemin yalıtımını, gökyüzü konumuna göre sütunların yerleştirilmesini, üç boyutlu sütun kabartmalarını bilen bu insanlar hangi uygarlığa aitti?

    Kazılmayı bekleyen yüzlerce metrekare alanın altında bizleri hangi sürprizler bekliyor?

    Bu soruların cevabı bulunduğunda bildiğimiz tarih yeniden yazılacaktır.

    Göbeklitepe kitabımda konulara arada yorumlarımı ve düşüncelerimi de kattım. Huyumdur, bazı şeyleri vaktinden önce anlatırım, ne demek istediğim bir zaman sonra anlaşılır.

    Göbeklitepe’de şu an ki verilerle çok da doğru sonuca ulaşabileceğimiz bir arkeolojik keşif değildir. Zaman ilerledikçe bildiğimiz bütün tarihi değiştirecek kadar derin bilgileri sessizce saklayan bir keşiftir.

     

     

     

     

     

     

     

     

    Başa dön tuşu
    time slot