Doların saltanatı bitiyor mu? Çin, Türkiye ve gelişen ülkeler neden altına yöneliyor?

Dünya Altın Konseyi verilerine göre, merkez bankaları 2022 ve 2023 yıllarında toplamda 1.000 tonun üzerinde altın alımı gerçekleştirerek son 50 yılın en yüksek merkez bankası talebine ulaştı. Bu durum, küresel ekonomideki belirsizliğin ve dolar bağımlılığını azaltma çabalarının bir yansıması olarak yorumlanıyor.

DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, altın fiyatlarındaki bu yükselişi ve küresel dinamikleri değerlendirdi. Kitiş, birçok ülkenin dolar bağımlılığını azaltmak amacıyla rezerv tercihini altından yana kullandığını belirtti.

Keşfet: Altın Fiyatlarındaki Yükselişin Arkasındaki Küresel Dinamikler ve Gelecek Senaryoları

• Dolar Bağımlılığı Neden Azalıyor ve Altın Neden Alternatif Oluyor?

• Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin dolar rezervlerinden altına yönelmesinin ardındaki temel ekonomik ve jeopolitik nedenler nelerdir? Bu ülkeler için doların zayıflaması veya alternatif bir para birimi arayışı neden bu kadar kritik hale geldi? Altın, bu ülkelerin finansal bağımsızlık hedeflerine nasıl hizmet ediyor?

• Altın Fiyatları Nereye Gidiyor? Uzman Tahminleri ve Jeopolitik Risklerin Rolü

• Goldman Sachs’ın 4.500 dolara, JP Morgan’ın 4.000 dolara varan ons altın tahminleri neye dayanıyor? İran-İsrail gerilimi gibi sıcak çatışmaların altın fiyatları üzerindeki etkisi sadece geçici bir dalgalanma mı, yoksa altının uzun vadeli yapısal değer artışına zemin hazırlayan kalıcı bir dinamik mi yaratıyor? Küresel istikrarsızlık ve enerji güvenliği endişeleri, altın piyasasını nasıl etkilemeye devam edecek?

• Türkiye’nin Altın Politikaları ve Yerli Markaların Önemi

• Ahmet Cumhur Kitiş’in “Türkiye’nin kendi markalarıyla bu dönüşümde yer alması şart” vurgusu ne anlama geliyor? Sertifikalı, güvenilir ve kayıt altına alınmış yatırım altınının bireysel tasarrufları koruma ve ülke ekonomisine stratejik katkı sağlama potansiyeli nedir? Merkez bankalarının rekor seviyedeki altın alımları ışığında Türkiye’nin altın rezerv politikaları, yerel yatırımcıyı nasıl koruyor ve makroekonomiye nasıl destek veriyor? Bu bağlamda, Türkiye’nin altındaki rolü küresel çapta nasıl konumlanıyor?

Küresel Piyasalarda Belirsizlik Artarken: “Altın Güven Aracı Haline Geldi”

DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, Dünya Altın Konseyi’nin Şubat ayında yayınladığı rapora atıfta bulunarak, toplam fiziksel altın talebinin geçen yıl 4.974 ton ile rekor zirveye yükseldiğini belirtti. Kitiş, altın fiyatlarındaki yükselişi sadece geçici bir fiyat artışı olarak değil, küresel sistemin dönüşüm sinyali olarak değerlendiriyor.

Kitiş, “Dünya kalıcı bir kriz döngüsüne girdi. Pandemi, savaşlar, ekonomik sarsıntılar ve iklim krizleri, belirsizliği artırırken; altın, stratejik bir güven aracı haline geldi” ifadelerini kullandı. Yeni Trump yönetiminin olası etkileri ve jeopolitik risklerin, merkez bankalarının altına olan talebini güçlü tutmaya devam edeceğini öngören Kitiş, ons altının 4.000-4.200 dolar bandına ulaşmasının artık şaşırtıcı olmayacağını dile getirdi.

Türkiye İçin Stratejik Hamle: Sertifikalı Altın ve Yerli Markalar

Kitiş, Türkiye’nin bu küresel dönüşümde kendi markalarıyla yer almasının önemine vurgu yaptı. “Sertifikalı, güvenilir ve kayıt altına alınmış yatırım altını hem bireysel tasarrufları korur hem de ülke ekonomisine stratejik katkı sağlar” diyen Kitiş, Türkiye’nin bu yöndeki politikalarının yerli yatırımcıyı korurken makroekonomiye de destek verdiğini belirtti.

Merkez bankalarının rekor seviyedeki altın alımlarının, altının küresel rezerv sisteminde daha büyük bir rol üstlendiğini kanıtladığını belirten Kitiş, finans devlerinin 4.500 dolara varan öngörülerinin, belirsizlik çağında altının yapısal olarak güçlendiğini gösterdiğini ifade etti.