Yeni sezon, taze diziler ve ilk reytingler: Kızılcık Şerbeti nasıl başladı

Çukur ekibimiz bu sefer “Otogar Mafyası şeklinde” diye hemen damgayı vurmuşlar. “Hep böyle diziler mi olacak?” “Bıktık bunlardan” şeklinde yansıyor. İyi oyunculuk, akıcı bir senaryo, tüm bunlarla barışık bir yönetmen olursa şikayetler yerini izlenmeye bırakır. İlk bölüm itibarı ile pek bilmediğimiz, dizilerimizin yanından bile geçmediği otogar dünyasına gidiyoruz. Ayrıntılarda geçmişe gitmedim diyemem. 80’li yıllar Mercedes 302’ler ile İstanbul – Ankara seyahatleri. Bolu tesislerinden yemekler. Otogar dünyası, firmalar, dükkanları, çaycısı, büfecisi, lokantacısı, umumi tuvaleti, kargaşası, sayısız insan hikayelerinin toplandığı bir koca dünya. Bir farklılık olarak kendini gösteriyor. Diziye baktığımızda şablonlar da ardı ardına geliyor. Sorunlu öz erkek evlat; Zafer Karslı (Bora Akkaş), ezik damat Beyazıt (Erdem Şenocak), durum idare eden ama geride duran kız evlat Kudret (Derya Karadaş), ortamlara geri dönen intikamcı ama aynı zamanda hayli duygusal Yahya (Erkan Kolçak Köstendil). 6 aylık ömrü kaldığı söylenen Zülfikar (Ercan Kesal), yerine veliaht olarak düşündüğü usta tamirci Timur (Akın Akınözü)…. Peki kiminle evlenecek? Reyhan (Serra Arıtürk). “Muhatabım Zülfikar Bey” diyen, bir garip ilişkinin karakteri (adet durumu kontrol edilip, ezik Zafer çocuk yapmak üzere odaya girdiği sahne!). Derya Karslı (Hazar Türesan) baba işlerinin hakimi kız olarak Timur ile epey dalaşacak gibi görülüyor. Karslı ailesinin diğer fertleri de. Ve Yahya’nın en büyük rakibi olacak… Evet bir nevi “Çukur”… Yönetmen bu tarz yapımların tecrübeli ismi; Sinan Öztürk (Çukur, Üç Kuruş, Arka Sokaklar, İçerde). Bundan sonraki bölümlerde üstüne katarak mı gidecek, yoksa kendini tekrar mı edecek? Düğüm burada. Bir de senaryo… Otogar ile özel hayatların dengesi ne olacak? Dizi aslında ikinci bölümde başlayacak… Benzer işler yapmak meselesi eleştirilerine katılıyorum. Bir de bu benzer işlerin kendi içinde tutarlı ve izlenebilir kılınması gerçeği var. Bunu başardığı zaman tekrar kendini yenilemiş oluyor zaten…

ÇARPINTI YAPTI

Star’ın yeni dizisi Çarpıntı ile tanıştık. Bizim ev ahalisi bir süre diziyi merak ile izledi. Ve bir sahnede ilgi ve alaka bitti. Dizide Aslı kalp hastası. Nakil bekliyor. Ve ne tesadüf trafik kazasında ölen zengin bir ailenin kızının kalbi ona takılıyor. Çok özet geçiyorum. Aslı’nın annesi Hülya (Deniz Çakır) tek başına üç çocuk büyütmüş ve artık güzel yaşamak istiyorum diyen bir kadın. Tülin Alkan dul bir kadın. Biricik kızı Melisa trafik kazasında ölüyor. Ve kalbi işte bu Aslı kızımıza naklediliyor. Hülya bunu fırsat biliyor ve hem kendini hem de kızının geleceğini “garanti altına” almak için Tülin Hanım ile yakınlık kuruyor. Hülya (Deniz Çakır), Tülin Hanım’ın Aslı’ya olan ilgisini anlıyor. Hani, kızımın kalbi şimdi onda durumu. Bunu kullanma adına “Bakımı da ne zor vallahi” gibilerinden “Para versenize” mesajını iletiyor. Bizim ev ahalisi “Hep bunu yapıyorlar dizilerde. Mesela neden ‘Bunun için mi geldin buraya‘ demiyor Tülin?” diye duruma karşı çıktı. Nitekim ilerleyen bölümlerde, Alkan ailesinin otoriter kadını Figen Alkan (Şerif Sezer) devreye giriyor ve gidişatı belirliyor. Tülin Hanım duygusal, Hülya ondan faydalanacak, yeğen Aras (Kerem Bürsin) bir şekilde Aslı kızımıza ilgi duyacak. Sonra bunlar birbirine karışacak. Ev ahalisi, işte gidişat Tülin Alkan’ın durumu fark edip “Sen paramı tırtıklamak istiyorsun?” diye sorabilse ve senaryo da buradan ilerlese daha farklı bir dizi ile karşılaşacaktık” iddiasında bulundu. Kısır döngüye girecek bir süre sonra dediler.

REYTİNGLER NEDEN DÜŞÜK

Yeni sezon işlerin izlenme oranları düşük. Gözleri Karadeniz, ortalama yüzde 4. Çarpıntı, ortalama yüzde 3,5. Kral Kaybederse yüzde 3,6. Sahipsizler, şimdiden total izleyicinin favorisi gibi yüzde yüzde 5,6 üzeri. AB’de ise yüzde 2,5 bile değil. Peki neden düşük? Kanal yöneticileri, TVR oranlarının düşük olduğunu bunun ilerleyen zamanlarda artacağını söylüyorlar. TVR, belirli bir kitlenin bir TV programını izleme yüzdesini temsil eder. Bu oran yüzde 27. Kışa doğru yüzde 40’a çıkması bekleniyor. Bu da reytingleri o oranda arttıracak. Bakalım göreceğiz. Bu oran tutturulabilecek mi? Çünkü bugün bir dizinin maliyetini karşılaması için öngörülen oran yüzde 8’lere çıktı. Eskiden yüzde 5 idare ediyordu.

KIZILCIK ŞERBETİ NASIL BAŞLADI

Yeni sezona aslında biraz şansız bir günde başladı. Yunanistan – Türkiye Avrupa Şampiyonası yarı final maçına denk geldi. Buna rağmen, AB ve total izleyicide ortalama 5.80’i yakaladı. Hatta totalde izleyicide yüzde 6’ya çok yaklaştı. Yani sezonun iyi iş yapacak dizilerinden biri olacak sinyalini verdi.

AB HABER KANALLARINA GİTTİ

Bir de böyle bir iddia konuşuluyor. Yani AB’yi oluşturan kitle, haber kanallarını takip ediyormuş, çok izlenen zaman diliminde. Ben de konunun uzmanlarına sordum. “Özellikle siyasi ortamın karışık olduğu dönemlerde muhalif kanallar başta olmak üzere, tüm haber kanallarında bir artış oluyor. Çok ciddi artışlar olmasa da, genel bir yükseliş var. Ciddi sayıda haber kanalı olduğu için, kanal başı çok ciddi artışlar görünmüyor fakat toplamda küçük de olsa, bir artış var” cevabını aldım.

KIZILCIK ŞERBETİ HIZLI GİRDİ

Fazla beklemedi… Entrika ve olayların içine bodoslama girdi. Neydi bunlar? Işıl ve Firaz bölüm boyu cepten birileri ile mesajlaşıyorlar. İlk işaret. Işıl’ın telefon trafiğinin otel odasında sonlandığını görüyoruz. Eski aşkı Leo. Geleceğe dair planları olduğu anlaşılıyor. Bakalım gerçekleşecek mi? Ve dizinin sürprizi geliyor. Firaz’ın mesajlaştığı isim Doğa. Sevtap aslında ilk uyanan isimdi; “Kız Doğa, sana bir güzellik gelmiş. Bir şey var sende” diyor. Ne olduğu dizinin bölüm finalinde ortaya çıkıyor. Meğer pek bir sevmişler bu Doğa ile Firaz birbirlerini. Valla biraz bana zorlama geldi. Hani illa sürpriz yapalım diyerek… Bir de izleyicinin anladığım tepkisine göre bir gidişat olacak.

SPOILER VERELİM

Nursema’nın cephesinde iki durum olabilir… İlk şık boşanma. İkincisi de hamilelik! İkinci şıkta işler daha da karışır!

90’LI YILLARDA MEDYA BOZULMUŞTU; HANGİ DİZİDE ANLATILIYOR?

90’lı yıllar medya tekelleşirken patronların “Basını ticari ilişkilerinde kullanma”nın yaşandığı bir dönemdi. Özel televizyonlar da çıkınca güç daha da arttı. İhaleler ekranda konuşulur oldu. “Tehditkar haberler“ haber bültenlerinde yer almaya başladı. Şöyle akla gelenler; Kepez Elektrik, Telsim, Bank – Ekpres, Etibank süreçleri, petrol ve enerji dağıtım ihaleleri… Say say bitmez. İşte Kral Kaybederse, bu konuyu hatırlatıyor gibi.

ASILSIZ İDDİALAR

Kenan Baran, hakkındaki iddialar ile ilgili bir televizyon kanalında canlı yayına katılır. Bu kanalın sahibi Cemal Hakver… Pek bir manidar acaba kim olabilir? Kenan Baran üzerinden holdinge kumpas kuruyor. Yükselen holdingin ihalelerine ortak olmak amacı. Kullandığı bir fotoğraf. Kenan Baran bir çanta içinde Hikmet ağbinin çok istediği ve bulamadığı tespihleri Gülbin’e dayısına (Yani Hikmet ağbiye) verilmek üzere teslim ediyor. Ve bu kare fotoğraflanıyor gizlice. Canlı yayında Kenan Baran’a veriliyor. Bir tehdit unsuru. Bakanlık almış Hikmet ağbi ne anlama geldiğini anlatıyor; “Seninle benim aramda bir para trafiği varmış diye gösterirse benim hayatım biter, senin de bitmeden önceki son günün olur”. Ve ihaleye ortaklık mecburi gerçekleşiyor. Bir gün 2000’li yıllardaki medya, bir dizide anlatılır diye umuyorum!

12 YIL ÖNCE DE KAYYUM GELMİŞTİ

Show TV sahibi Can Holding’e soruşturma açıldı. Show TV’nin bu ikinci kayyum macerası olacak. 2013 yılında, TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu), Çukurova Holding’in borçları nedeniyle Show TV’ye el koymuştu. Bu dönemde TMSF adına Abdullah Güzeldülger kayyum olarak atanmıştı. Mayıs 2013’te TMSF, Çukurova Holding’in borçları nedeniyle Show TV’ye el koydu. Haziran ayında TMSF Show TV’yi satış için ihaleye çıktı. İhaleyi Ciner Grubu kazandı. Satış bedeli yaklaşık 402 milyon dolar olarak açıklandı.

12 YIL SONRA

Show TV, 12 yıl sonra ikinci kez TMSF’ye geçti. Yani devlet tekrar kanala el koymuş oldu. TMSF yeni yöneticiyi yakın zamanda açıklayacak. Sonrası satış ihalesi açılacak. Bu süre ilk kayyum dönemindeki kadar kısa olur mu, o bilinmiyor. Tahmini değeri kanalın nedir?

450-500 MİLYON DOLAR BANDI

Sektörde konuşulan kanalın değerinin yaklaşık 450 -500 milyon Dolar bandında olabileceği yönünde. Peki bu rakama gider mi, onu zaman gösterecek. Bu kanala iş yapan yapımcılar “Kendileri açısından herhangi bir sorun olacağını düşünmediklerini” belirttiler.

Sina Koloğlu

Başa dön tuşu