Arda Güler Şampiyonlar Ligi’nde başrolde

Şimdiye kadarki Avrupa Kupası hikâyesi, ışıktan çok sabırla doluydu. Beyaz formadaki ilk sezonunda, Carlo Ancelotti yönetiminde, Madrid Şampiyonlar Ligi’ni kazandı ama Arda bir dakika bile oynamadı. Kupa Cibeles’te kutlandı, fakat o sessizce, o şampiyonluğu hak ederek kazanmadığını hissetti.
Geçen sezon ilk adımı attı ama bu, onun hayalleri için fazlasıyla küçüktü. Turnuvada sahne aldı, evet ama varlığı sembolikti. Grup aşamasında yedi maçta süre aldı, toplamda sadece 142 dakika: Stuttgart karşısında 15, Lille’e karşı 23, Dortmund önünde 1, Liverpool’a karşı 56, Atalanta’ya karşı 3, RB Salzburg önünde 26 ve Brest karşısında 18 dakika. Ancak sıra büyük gecelere, City, Atlético ve Arsenal maçlarına, geldiğinde rotasyonda adı artık geçmedi. Başlangıçta bir öğrenme, sonunda ise çaresizlikle geçen bir Şampiyonlar Ligi oldu.
Xabi Alonso’nun güveni, büyük dönüm noktası
Bu yaz Xabi Alonso’nun Madrid kulübesine gelişiyle her şey değişti. Bask teknik adam, Arda’da sadece estetik bir yetenek görmedi; ona taktiksel olarak merkezi bir rol verdi. Kulüpler Dünya Kupası’ndan itibaren onu iç sahada, hatları birbirine bağlayan ve Mbappé’ye yakın oynayan bir pozisyona yerleştirdi. Sonuç takımın hücum dengesini değiştiren müthiş işleyen bir ortaklık.
Bugün Güler, Şampiyonlar Ligi’ne yalnızca ilk 11 oyuncusu olarak değil, Madrid’in yaratıcı yıldızlarından biri olarak başlıyor. Genç futbolcu, son basın toplantılarında defalarca, “Xabi ile kendimi önemli hissediyorum, güvenini hissediyorum” dedi. Bu güven performansını yukarı taşıdı Ligde iki golü var (ayrıca iptal edilen iki gol de cabası) ve onu “sadece göze hoş gelen oyuncu” olmakla suçlayan eleştirmenleri de susturdu.
Valdebebas’ta, birçok kişi Mbappe–Güler bağlantısını sezonun ölümcül silahı olarak görüyor. Boş alana koşular yapmaya alışkın olan Fransız yıldız, ona ince paslar veren, zamanı doğru ayarlayan ve kilitlenen maçları açabilen bir partner buldu. İkili arasındaki uyum öylesine güçlü ki, haftalar içinde yıllardır birlikte oynuyorlarmış gibi görünüyorlar.
Türkiye’nin gururu, Madrid’in gerçeği
Türkiye’de Arda’nın her adımı heyecanla takip ediliyor. Ülkenin onlarca yıldır yetiştirdiği en büyük yetenek olarak görülüyor. Madrid’deki başarısı, milyonlarca Türk taraftar için adeta ulusal bir mesele, büyük bir gurur kaynağı.
Şimdi, Şampiyonlar Ligi yeniden kapıya dayanırken, asıl sınav başlıyor. Arda artık sadece yetenekli bir çocuk ya da lüks bir yedek olmak istemiyor. Bernabéu’nun tarihi gecelerinde adını yazdırmak istiyor. Şampiyonlar Ligi onun en büyük sahnesi ve önceki sezonların aksine, bu yıl kendini hazır hissediyor.