İstanbul’un Yedi Tepesinden İlham Alan Kokulu Fularlar

Neslişah Yılmaz ve Hülya Kayhan, İstanbul'un yedi tepesinden esinlenerek aromaterapi etkisi taşıyan fularlar geliştirdi. kokulu fularlar

Neslişah Yılmaz ve Hülya Kayhan, İstanbul’un yedi tepesinden ilhamla oluşturdukları “7 Tepe/Şifa” koleksiyonuyla aromaterapi deneyimi sunan fularlar yarattı.

Kayhan, sümbül, amber, zambak ve deniz tuzu gibi şehrin hafızasında bulunan kokuları yüzde 100 organik ve sürdürülebilir şekilde elde ederek fularlara aktarırken, Yılmaz da İstanbul’un ikonik mekanlarını tasarımsal olarak fularlara yansıttı.

Yılmaz, bu koleksiyon için tamamen yeni desenler ve renkler hazırladıklarını belirtti. Fularların desenlerinde İstanbul’un ikonik mekanları yer alıyor. Balat’ın renkli çamaşırlı evleri, İstanbul kedileri, Boğaz’da martılar ve vapurlar, köprü siluetleri, Galata Kulesi’nin gece manzarası, Beyoğlu tramvayı ve Taksim’in ışıklı görüntüsü, koleksiyonun desenlerine işlendi.

Kayhan, kokuları seçerken İstanbul’un tarihi ve kültürüyle aromaterapinin iyileştirici yönünü dikkate aldıklarını ifade etti. Sümbül ve zambak tazelik, amber güç, sedir ağacı bilgelik kattı. Boğaz esintisi de vazgeçilmezdi.

“7 Tepe/Şifa” koleksiyonunun en çarpıcı özelliği, nanoteknolojiyle entegre edilen yüzde 100 organik aromaterapik ve postbiyotik kokuların, kullanıcıların hareketiyle aktifleşerek duyguları ve bedeni şifalandırma potansiyeli taşımasıdır.

Yılmaz, fuları takıp hareket edildiğinde içindeki aromaterapi kokularının aktifleştiğini belirtti. Bu fularlarla şıklığı tamamlamakla kalmayıp, aromaterapik etkilerle sakinleşip daha özgüvenli hissetmenin mümkün olduğunu vurguladı.

Kayhan, klasik yöntemlerde kokunun çabuk kaybolduğunu, ancak doğal yağları postbiyotiklerle birleştirerek kalıcı ve dayanıklı hale getirdiklerini açıkladı. Bu teknoloji, moda ile bilimi güçlü biçimde buluşturdu.

Koleksiyonun ismi olan “7 Tepe/Şifa”, İstanbul’un yedi tepesinden ve onların simgesel gücünden ilham alındığını ifade eden Yılmaz, her tepeye bir renk ve şifa unsuru atfettiklerini belirtti.

Yılmaz, kokuların uzun süre kalıcılığını koruduğunu, yıkama sonrasında dahi etkisini devam ettirdiğini söyledi. Fularların 12 yıkamaya kadar aromaterapik kokularını aktif şekilde muhafaza edebildiği kaydedildi.

Fularlara koku entegre etme fikrinin yaratıcı olduğunu belirten Yılmaz, bu teknolojinin parfümlerin geleceğini riske atıp atmadığı sorusuna, parfümü tamamen ortadan kaldırmadığını ancak yeni bir alternatif sunduğunu ifade etti.

Kokulu fularlar, geçtiğimiz eylülde Londra Moda Haftası’nda görücüye çıktı. Yılmaz, defilede yalnızca fularların değil, İstanbul desenleriyle hazırlanan elbiselerin de hareket ettikçe aktive olan kokulara sahip olduğunu belirtti. Defile, tarihi bir salonda gerçekleşti ve İstanbul ilhamlı elbiselerin giyilmesi gurur verici bir deneyim oldu.

Kayhan, Londra defilesinin sadece bir moda gösterisi değil, çok duyulu bir deneyim olduğunu vurguladı. Moda, sanat, bilim ve şifayı aynı sahnede buluşturduklarını ifade etti.

İlgili Haberler: Kadınların Takım Elbise Devrimi: Giyilebilir Güç · Bvlgari’nin Yeni Rekoru: Octo Finissimo Ultra Tourbillon

Başa dön tuşu