Cannes 2025 Siyasetle Açıldı: De Niro’dan Trump’a Sert Sözler, Binoche’tan Gazze Vurgusu, Tarantino’dan Sürpriz!

78. Cannes Film Festivali, sinema kadar siyasetin de ön planda olduğu etkileyici bir açılış gecesiyle başladı. Festivalin açılış filmi Fransız müzikali “Partir un Jour” olsa da, gecenin asıl yıldızı kırmızı halıda yürüyen Robert De Niro oldu. Leonardo DiCaprio’nun elinden onursal Altın Palmiye alan usta aktör, sahnede yaptığı konuşmada eski ABD Başkanı Donald Trump’ı “Amerika’nın barbar başkanı” olarak niteleyerek sert bir çıkış yaptı.

Kırmızı halıda Quentin Tarantino, Sean Baker, Eva Longoria, Julia Garner, Heidi Klum ve Alessandra Ambrosio gibi isimler de görüntülendi. Ancak festivalin açılış filmiyle ilgili beklentiler oldukça düşüktü. Gecenin bir diğer dikkat çeken anı ise Juliette Binoche’un yaptığı politik konuşmaydı. Jüri başkanı olan Fransız oyuncu, Gazze savaşı, iklim değişikliği ve kadınlara yönelik baskılar gibi konulara değinerek “Bugün acının rüzgârı öylesine sert esiyor ki en zayıfları — rehineleri, esirleri, boğulanları — yanında sürüklüyor. Bu fırtına karşısında, dünyaya nezaketi doğurmalıyız.” dedi.

David Lynch için yapılan kısa saygı duruşu ise Cannes’ın taşıdığı sinema mirasına dair bir hatırlatma niteliğindeydi. Fakat gecenin asıl sürprizi, Quentin Tarantino’nun sahneye bir sirk yöneticisi edasıyla çıkıp “Cannes artık resmen açılmıştır!” demesi ve ardından mikrofonu yere bırakması oldu.

Kırmızı halıda bu yıl kadınların transparan elbise giymesine yönelik bir kısıtlama getirildi. Salonun dışında ise festivalin serbest çalışan personelleri çalışma koşulları ve hak eksiklikleri nedeniyle küçük çaplı protestolar düzenledi. Ancak içeride sahne çok daha dramatikti. De Niro, Trump’ı hedef alan ödül konuşmasında şunları söyledi:

“Şimdi harekete geçmeliyiz. Şiddetle değil, büyük bir tutkuyla ve kararlılıkla. Özgürlük için kaygı duyan herkesin örgütlenmesi, protesto etmesi ve seçimlerde oy kullanması gerekiyor. Bu gece ve önümüzdeki 11 gün boyunca bu harika festivalde sanat aracılığıyla gücümüzü ve bağlılığımızı göstereceğiz.”

DiCaprio ise De Niro’yu sadece oyunculuğuyla değil, demokrasiye ve sinemaya olan bağlılığıyla da övdü ve oyuncu için “İster arkadaşları ve ailesi için, ister sanatı ya da demokrasiyi savunmak için olsun, De Niro hep oradadır.” sözlerini söyledi.

Bu yıl Cannes’ın yarışma seçkisi hem büyük stüdyo filmlerine hem de bağımsız sinemanın önde gelen isimlerine yer veriyor. Tom Cruise’un son “Mission: Impossible” filmi, Ari Aster, Julia Ducournau, Spike Lee, Oliver Hermanus ve Joachim Trier gibi yönetmenlerin yeni yapımları dikkat çekiyor. Ancak pandemi sonrası zayıf kalan gişe gelirleri ve küresel ekonomik belirsizlikler, Cannes’daki gösterişi biraz törpülemiş gibi görünüyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz hafta “yabancı ülkelerde üretilen tüm filmlere %100 vergi getirme” tehdidi ise uluslararası sinema üretimini tehdit eden yeni bir gelişme olarak Cannes kulislerinde tartışılıyor. Şimdilik bu plandan geri adım atılsa da, olası bir uygulama global film finansman yapısını ciddi şekilde sarsabilir.