Bahçeli'den 'Alevi' açılımı, kürsüde DEM’e…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının başlarında ‘cemevi’ çağrısı yapan Bahçeli “Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir” diye konuştu.

‘Terörsüz Türkiye’ sürecine zarar verebilecek söylemlerden kaçınılması gerektiğini belirten Bahçeli, Meclis çatısı altında taşkın sloganlara izin verilmemesi çağrısında bulundu. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in şehitler için sarf ettiği “gencecik cesetler” ifadesine sert çıkan Bahçeli, “Heyecanla çılgınlık arasında kesin bir ayrım yapmak, yanlışa yorulabilecek şuursuz tezahürat ve telaffuzlardan kaçınmak elzemdir” dedi. MHP lideri, “Şehitlerimize gencecik cesetler demek doğru ve isabet kaydeden bir söz değildir. Herkes ve hepimiz ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz. Hepimiz Türk milletiyiz. Denizi geçtikten sonra derede bocalamanın hiç kimseye faydası olmayacaktır” diye uyardı. PKK elebaşı Abdullah Öcalan’dan “kurucu önder” diye bahseden Bahçeli, “27 Şubat açıklaması bize göre esastır” dedi.

Bahçeli'den 'Alevi' açılımı, kürsüde DEM Parti'ye sert tepki! 'Kurucu önderin açıklaması esastır!..' - Resim : 1

“HEM ALEVİYİZ HEM SÜNNİ, HEPSİNDEN ÖTE MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİYİZ”

Devlet Bahçeli’nin mesajlarından öne çıkan satır başları şu şekilde:

Değerli vekiller, saygıdeğer misafirler, basınımızın mümtaz temsilcileri, grup toplantımızın başında sizleri en iyi dileklerimle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden vatandaşlarımızı hasretle selamlıyorum.

Savaş yerine barış, kutuplaşma yerine kucaklaşma, istismar yerine iş birliği, imtiyaz yerine eşitlik, baskı yerine hür irade her sorunu çözecek tariftir.

Eski defterleri karıştırırsak müflis tüccar durumuna düşeriz,. Gönüllere ulaşırsak kardeşliğimizi güçlü şekilde pekiştiririz. Türk ve Türkiye Yüzyıl’ındaki dipsiz tartışmaları mutabakata bağlamanın hedefindeyiz. Bu hedef ahlakidir.

DİKKAT ÇEKEN “ALEVİLİK” MESAJLARI

Hepimizin Müslüman değil miyiz? Hepimizin Allah’ı, peygamberi, kıblesi, kitabı bir değil mi? Etnik ve mezhebi ayrılıklar kimi mihraplar tarafından silah gibi kullanılmadı mı? Birbirimizi çatık kaşlarla takipten bıkmadık mı? Yetmedi mi çektiğimiz çile ve eziyetler? Tek yürek olmayalım mı? Hem Aleviyiz, hem Sünni, hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz. Alevi kardeşlerimiz bizim canımızdır, onların her sorunu bizim de sorunumuzdur. Cami ne kadar bizim ise, cemevi de bizimdir.

Bu düşüncelerim Alevi kardeşlerimizin beklentilerini seslendirmeye mani değildir. Alevi kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Onların her sorunu bizim sorunumuz her isteği bizim de isteğimizdir. Aleviliği inanç ve kültür alanından çıkarmaya çalışanlar büyük yanlıştadır. Gerginlikleri diri tutmanın hiçbir sonu yok. Alevi kardeşlerimizin cemevini ibadet olarak görmelerine anlayış göstermek lazım. Cemevlerinin ibadethane olması engeli kalkmalıdır.

Dün ne diyorsak bugün de aynı çizgideyiz. Maraş’tan Çorum’a kadar yaşananların iç yüzünü okumayanlar, emin olun ki bizim ilgi ve irtibat sahamızın sonuna kadar dışındadır. Hacıbektaş’ta yaklaşık 6 bin metrekarelik dünyanın en büyük cemevi külliyesinin milli birliğimizin nişanesi olması Allah’tan niyazımızdır. Ehlibeytin aydınlık meşalesi orada yanacaktır. Ehlibeytin aziz büyüklerini saygı büyüklerini saygı ile yad ediyorum.

GAZZE’DE ATEŞKES

738 günlük dehşet kısmen son bulmuş ve ateşkes 10 Ekim’den itibaren tesis edilmiştir. Anlaşmanın devreye girmesi ile müsbet gelişmeler yaşanmaya başlamıştır. Dün Mısır’da tertiplenen zirvenin sadece Filistin İsrail ihtilafı çözümünün değil orta Doğu’nun çözümlemesini diliyorum. İsrail’in güven vermeyen tutumu karşısında tedbirli olmak gerekliliktir. Savaş suçunun cezasız kalması düşünülmeyecektir. Vandallar küresel vicdan ve yargı karşısında hesap vereceklerdir. İsrail ordusunun kısmı geri çekilmesi ve ateşkes ile yüz binlerce Filistinli zoraki bir tebessüm ile yıkık dökük evlerine dönmeye başlamıştır.

İnsan seli bir halkın hayat mücadelesinde çektiği ızdırapların geçit merasimini çağrıştırmaktadır. Temennimiz kalıcı barışın yeşermesidir. Akıbetinin ne olacağı kestirilemeyen ateşkes ile oyalanmanın alemi yoktur. Gazze’de 67 bin mazlumun canı alındı. 67 sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan, BM’den tam üyelik statüsünü elde etmiş bir Filistin kurulmadıkça mevzi kazanımlarla avunmak boştur.

Orta Doğu fırtınalı atmosferinden kurtulacaktır. Gazze’nin huzur, güvenlik ve istikrar amacının yanında sivil, diplomatik koordinasyonunu sağlayacak bir mekanizma olarak planlanan Uluslararası Görev ve İstikrar gücünün içinde Türkiye’nin yer alması katkı sağlayacaktır. Türkiye’nin kudreti artık herkesçe görülmüştür. Ülkesine yabancılaşmamış herkes bunu görecektir.

HEDEFİNDE ÖZGÜR ÖZEL VAR

Özgür Bey’in İspanya ile başlayan turlarında ülkemizi kötülemesi, sayın cumhurbaşkanına Gazze konusunda iftira atması kabul edilir şey değildir. Soykırımı tribünden izleyenlere, hala ne duruyorsunuz diyen Türkiye’dir. Böyle bir Türkiye’den iftihar etmek için şu partili bu partili olmaya lüzum yoktur. Mertçe davranmak, ülke sevgisi ile erimek ve adam gibi adamlıktan taviz vermemek yeterlidir. Hangi ülkenin muhalefetini incelerseniz inceleyin ülkesini ve milletini şikayetini görmezsiniz. Yazıklar olsun, buna ortak olanlara da yuh olsun.

Kalabalıkta yapılan sahte kabadayılığın, tenhada yapılan özrü kabul edilmez. Özgür Bey’in yolu yol değildir.

İMAMOĞLU’NA “NOBEL ÖDÜLÜ” TEPKİSİ

Bu yılki Nobel barış ödülü Venezüellalı bir hanım efendiye verildi. ABD’nin ülkesine müdahale etmesini isteyecek kadar zıvanadan çıktı. Eski İBB Başkanı da bu hanımefendiyi kutladı. İşte CHP budur. Aziz Atatürk’ün kemikleri sızlamaktadır. Bu barış ödülü elbette yok hükmündedir. Alın ödülünüzü tepe tepe kullanın sonra da başınıza külah diye geçirin. Yabancı ülkelerde cumhurbaşkanına iftiralar savuranların yeri, memleketi haricimizdeki herhangi bir ülkedir. İstiyoruz ki kol kırılsın yen içinde kalsın. Ülkemizi yabancılara şikayet etmek şerefli bir tavır değildir. CHP yanlış rotadadır, başındaki zat histeri krizine tutulmuştur.

DEM PARTİ’YE ÇOK SERT TEPKİ: ŞUURSUZ TELAFFUZLARDAN KAÇININ!

“Terörsüz Türkiye” de bu hedeflerden birisidir. Bu süreçte heyecanla çılgınlık arasında kesin bir ayrım yapmak, yanlışa yorulabilecek şuursuz tezahürat ve telaffuzlardan kaçınmak elzemdir. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu istişarelerinin sonuna yaklaşmaktadır. Mazisi 41 yılı bulan bölücü terör sorununun bir günde çözümünü elbet beklemiyoruz. Ancak herkesi ve özellikle muhataplarını sorumlu bir dil kullanmaya davet ediyoruz. Şehitlerimize gencecik cesetler demek doğru ve isabet kaydeden bir söz değildir. Çünkü şehitler ceset değildir, onlar bizim kahramanımız, manevi muhafızlarımızdır. Al-i İmran Suresinde buyurulduğu gibi, “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler.” TBMM çatısı altında taşkın sloganlara da asla yer ve gerek yoktur. Herkes ve hepimiz “Terörsüz Türkiye” hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz. Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız. Sorumsuz ve suçlayıcı üsluptan uzak durmalıyız. Bilinmelidir ki, her şey Türkiye içindir. Hepimiz Türk milletiyiz. Denizi geçtikten sonra derede bocalamanın hiç kimseye faydası olmayacaktır. Terörsüz Türkiye Türk milletinin müşterek arzu ve amacıdır. Bu arzu ve amaçtan sarfınazar edenler ahlaken, tarihen, vicdanen ve siyaseten çok ağır sonuçlarla karışılacaklardır.

ASKERİ HASTANELER’ ÇAĞRISI

Askeri hastanelerin kapatılması bir hatadır, açılması sevap olacaktır.

Başa dön tuşu