Ekonomide büyüme dünya ortalamasının tam 2 katı

Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin sunumunu gerçekleştirdi.

2026 yılı bütçesinin, AK Parti hükümetlerinin hazırladığı 24’üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 8’inci, Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusundaki 3’üncü bütçe olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kazanımlarının temelinde, son 23 yıldır sağladıkları güçlü siyasi istikrar ve güvenin yer aldığını söyledi.

thumbs b c dc995abf64baf43c2970289a92a1d393 1

2026 BÜTÇESİ: İSTİKRAR, REFAH VE DÖNÜŞÜM DENGESİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, vatandaş ve hizmet odaklı bir anlayışla hazırlanan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin, “istikrar ve refah bütçesi” vizyonu taşıdığını belirterek, bütçenin temel önceliğinin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat olduğunu vurguladı.

Yılmaz, “Hazırlanan bütçe, kalıcı istikrarı, kapsayıcı kalkınmayı ve refahı toplumun tüm kesimlerine yaymayı amaçlamaktadır. Her bir vatandaşımızın büyümenin getireceği imkanlardan adil biçimde yararlanması esas alınmıştır.” ifadelerini kullandı.

Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program’ın rehberliğinde şekillenen 2026 bütçesinde, fiziki altyapının güçlendirilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve üretken kapasitenin artırılması temel eksenler olarak öne çıktı. Yılmaz, “Kadını, erkeği, genci, yaşlısı, çiftçisi, işçisi, memuru, sanayicisiyle milletimizin tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını hakkaniyetli biçimde gözetmek bu bütçenin temel düsturudur.” dedi.

AFETLERE DAYANIKLI YAPI VE YENİDEN İMAR SÜRECİ BÜTÇEDE YERİNİ ALDI

“Asrın Felaketi” olarak nitelendirilen depremler sonrasında yürütülen inşa ve ihya çalışmalarına dikkat çeken Yılmaz, afetlere dirençli yapılar oluşturma kararlılığının 2026 bütçesine de güçlü biçimde yansıdığını ifade etti.

Yılmaz, “Yeşil ve dijital ekonomiye geçiş sürecinde teknolojik dönüşümün hızlandırılması, enerji ve gıdada arz güvenliğinin artırılması, yeni bir sosyal konut hamlesi başlatılması bütçe planlamasında öncelikli alanlardır.” değerlendirmesini yaptı.

Bütçede ayrıca, yüksek katma değerli üretim, Ar-Ge ve yenilikçiliğin desteklenmesi, somut programlarla ve kaynak tahsisleriyle yer aldı. Yılmaz, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin insan odaklı, etik ve güvenli biçimde kullanılmasının kalkınma vizyonunun merkezinde olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin küresel ölçekte barış, adalet ve dayanışmayı güçlendirmeye yönelik politikalarının da sürdüğünü kaydeden Yılmaz, “Bu vizyon, Türkiye’yi barışa ve küresel adalete katkı sunan güvenilir bir aktör konumuna taşımaktadır.” dedi.

G382SDeWcAA1Iwk 1024x683 1

SAVUNMA, DİPLOMASİ VE KALKINMA AYNI DENGEDE

Dış politikada milli çıkarları gözeten vizyoner bir çizgi izlediklerini belirten Yılmaz, savunma ve güvenlik kapasitesinin güçlendirilmesi konusundaki kararlılığın sürdüğünü ifade etti.

“2026 Bütçe Kanunu Teklifi, bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları artırmayı ve ülkemizin istikrarını kalıcı hale getirmeyi amaçlıyor” diyen Yılmaz, Türkiye’nin kalkınma vizyonunu güçlendirecek politikaların kararlılıkla sürdürüleceğini söyledi.

Küresel ekonomide köklü bir dönüşüm yaşandığına ve risklerin arttığına dikkat çeken Yılmaz, öngörülebilir ve dengeli politikalar izleyen ülkelerin küresel dalgalanmalara karşı daha dirençli hale geldiğini vurguladı.

“Bütçeler, güven ve istikrarı güçlendiren, dış şoklara karşı dayanıklılığı artıran önemli araçlardır.” diyen Yılmaz, bu dönemde mali planlamanın “her zamankinden daha stratejik” bir yaklaşım gerektirdiğini belirtti.

Pandemi sonrası toparlanmanın sınırlı kaldığını ifade eden Yılmaz, jeopolitik gerilimler, düşük yatırım iştahı ve hizmet fiyatlarındaki katılığın küresel büyüme üzerinde baskı oluşturduğunu söyledi.

Yılmaz, “Küresel ticarette korumacılık eğilimleri ve ABD’nin tarife artışları, arz güvenliği endişelerini artırarak yeni bir dönüşüm sürecini tetiklemiştir.” diye konuştu.

thumbs b c d0567b2e2c95d0ab1dd4c56aff7a2633

EKONOMİDE BÜYÜME SÜRÜYOR

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye ekonomisinin küresel ölçekte yaşanan çok yönlü krizlere rağmen istikrarlı büyümesini koruduğunu vurguladı. Yılmaz, Türkiye ekonomisinin 2020-2024 döneminde birikimli olarak yüzde 30,3 büyüdüğünü, dünya ekonomisinin aynı dönemde yüzde 15,1 büyüdüğünü hatırlattı. Yılmaz, “Yıllık ortalama büyüme açısından bakıldığında küresel büyüme yüzde 2,9 oranında gerçekleşirken Türkiye’nin büyüme performansı yüzde 5,4 ile dünya ortalamasını neredeyse ikiye katladığını görüyoruz. Bu durum ülkemizin güçlü kalkınma kapasitesini ve sürdürülebilir büyüme vizyonunu açık bir biçimde ortaya koymuştur.” ifadelerini kullandı.

MİLLİ GELİR VE KÜRESEL REKABET

Türkiye’nin milli geliri 2024 yılı itibarıyla 1,3 trilyon doların üzerine çıkarken, 2025’te 16’ncı büyük ekonomi olması bekleniyor. Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden ise Türkiye, dünyanın en büyük 11’inci ve Avrupa’nın en büyük 4’üncü ekonomisi konumunda yer alacak. Yılmaz,  “Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı itibarıyla ilk defa 1 trilyon dolar eşiğini aşan ekonomik büyüklüğümüz, 2024 yılı itibarıyla 1,3 trilyon doların üzerine çıkmıştır.” dedi.

“2025 YIL GENELİNDE BÜYÜMENİN YÜZDE 3,3 OLARAK GERÇEKLEŞMESİ ÖNGÖRÜLMEKTEDİR”

Yılmaz, küresel ölçekte enflasyonla mücadelede uygulanan sıkı politikaların dış talebi zayıflatan etkisinin 2025’te artan belirsizliklerle birlikte sürdüğünü, bu konjonktürde 2025’in ilk yarısında Türkiye ekonomisinde dezenflasyon süreciyle uyumlu ve dengeli bir görünümle büyümenin yüzde 3,6 olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Büyümenin bileşenlerine bakıldığında 2025 yılının Ocak-Haziran döneminde sanayi sektörü bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla ivme kazanarak yüzde 2,1 artışla büyümeye pozitif katkı sunarken, hizmetler sektörünün yüzde 4,3 oranında yıllık artışla büyümenin ana sürükleyicisi olmaya devam ettiğini ifade eden Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Tarım sektörünün büyümeye katkısının yıl içinde yaşanan zirai don ve kuraklık gibi zorlu iklim koşullarının etkisiyle sınırlı kalması beklenmektedir. Bu görünüm doğrultusunda 2025 yıl genelinde büyümenin OVP ile uyumlu, dengeli bir kompozisyonla yüzde 3,3 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir. Böylelikle ülkemizin kesintisiz büyüme süreci 16’ncı yılına taşınmış olacaktır. 2026 yılında ise küresel belirsizliklere rağmen, ekonomide güçlü politika eş güdümüyle sağlanan öngörülebilirlik ve enflasyonda kalıcı düşüşle, yatırım ve verimlilik artışlarının desteklenmesi, üretim ve talep yönüyle dengeli görünümün korunarak yüzde 3,8 oranında büyüme kaydedilmesi hedeflenmektedir.”

thumbs b c a8dccf36b94c395055ff59ea20a2fa67

Türkiye ekonomisinde son dönemde gözlenen büyüme performansının kişi başına düşen milli gelire de yansıdığına işaret eden Yılmaz, şunları söyledi:

“2024 yılı itibarıyla 15 bin 325 dolar olarak gerçekleşen kişi başına düşen milli gelirin, 2025 yılında 17 bin 748 dolara, 2026 yılında ise 18 bin 621 dolar seviyesine çıkması beklenmektedir. Orta Vadeli Program dönemi sonunda ise 21 bin dolara yaklaşması hedeflenmektedir. Bu hesaplamalarda geçici koruma altındaki Suriyeli nüfusun da dikkate alındığını belirtmek isterim. Böylelikle 2025 yılını tamamlarken, Türkiye Yüzyılı’na yaraşır şekilde 3 tarihi eşiği aynı anda aşmayı öngörüyoruz; milli gelirimiz ilk kez 1,5 trilyon doların üzerine çıkarken kişi başına gelirin ilk defa 17 bin dolar eşiğini aşması ve ülkemizin, tarihinde ilk kez, yüksek gelirli ülkeler grubuna girmesi beklenmektedir.”

“ESAS HEDEFİMİZ UZUN VADEDE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye ekonomisindeki büyüme performansının gelişmiş ülkelere yakınsama sürecini de hızlandırdığını bildirerek, şunları kaydetti:

“Kişi başına milli gelirinin AB ülkeleri ortalamasına yakınsama oranı, 2002 yılında yüzde 38,3 iken, 2024 yılında bu oran yüzde 70 olarak gerçekleşmiş olup 2025 ve 2026 yıllarında sırasıyla yüzde 71,8 ve yüzde 73’e ulaşması beklenmektedir. Büyümenin niteliğinin verimlilik temelli bir yapıya evrilmesi temel hedeflerimizdendir. Bu çerçevede 2025 yılı verileri, verimlilik artışının önemli ölçüde güçlendiğini göstermektedir. Özellikle işletmelerin üretim süreçlerindeki dönüşümlerinin katkısıyla üretkenlik göstergelerinde artış gözlenmektedir. 2025 yılının ilk yarısı itibarıyla toplam faktör verimliliğindeki artış, ekonomik büyümeye önemli oranda destekte bulunmuştur. Bu dönemde gerçekleşen yüzde 3,6 oranındaki büyümenin yarısından fazlası toplam faktör verimliliği artışından kaynaklanmıştır. Esas hedefimiz, uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücünün göstergesi olarak, toplam faktör verimliliğinin sürekli ve kalıcı olarak artış göstermesidir. Bu çerçevede, teknoloji ve yenilikçilik odaklı üretim yapısının güçlendirilmesi, beşeri sermayenin niteliğinin yükseltilmesi ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, öncelikli reform alanlarımız olarak öne çıkmaktadır.” ifadelerini kullandı.

thumbs b c f2ac514f60760b148a5595ec0e12390e

2026 BÜTÇESİ TOPLUMUN TAMAMINI KAPSAYACAK

Yılmaz, 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgenin yeniden inşası ve afetin yol açtığı zararların giderilmesi için yapılan harcamalar nedeniyle bütçe açığının GSYH’ye oranının yüzde 5,1 olarak gerçekleştiğini, deprem harcamaları hariç tutulduğunda ise bu oranın yüzde 1,6 seviyesinde olduğunu açıkladı.

2026 bütçesinde, afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların hızla giderilmesi, deprem bölgesindeki vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması ve dayanıklı şehirlerin inşası için 53 milyar lira ayrıldığını belirten Yılmaz, deprem haricinde bütçe açığının GSYH’ye oranının yüzde 2,7 olmasını öngördüklerini söyledi.

Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

“Her yıl olduğu gibi, 2026 bütçesini de toplumun tüm kesimlerini gözeten bir anlayışla hazırladık. 2002’den bu yana eğitimi öncelikli konu olarak gördük ve eğitim bütçesini 2026 yılında 2 trilyon 896 milyar liraya çıkardık. Merkezi yönetim bütçesinden 2002’de yüzde 9,4 pay alan eğitime, 2026’da yüzde 15,3 oranıyla en büyük payı ayırdık. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi için 2026 yılında 1 trilyon 944 milyar lira kaynak ayırdık. 2002-2003 eğitim öğretim yılında 515 bin 253 olan öğretmen sayısı, 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla 1 milyon 61 bin 510’a ulaştı.”

Çocukların kaliteli eğitime erişimini sağlamak için öncelikli iyileştirmeleri hayata geçirdiklerini ifade eden Yılmaz, yeni derslik yapımı, okulların depreme karşı güçlendirilmesi, bilişim altyapısının iyileştirilmesi ve internet erişiminin sağlanması gibi çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Ayrıca Yılmaz, araştırma altyapısı yatırımlarının kesintisiz devam ettiğini ve araştırma üniversitelerinin özel programlarla desteklendiğini vurguladı.

BÜTÇE MARATONU

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki 2026 yılı bütçe görüşmelerine ilişkin alınan usul kararı gereğince, bütçenin geneli üzerindeki görüşmelerde konuşma süresi, siyasi parti grupları adına ve komisyon üyeleri için 20’şer dakika, komisyon üyesi olmayan milletvekilleri için 5 dakika olacak.

thumbs b c 63af3a981163f40074441162fd57ba6b

Kamu idarelerinin bütçeleri üzerindeki görüşmelerde siyasi parti grupları adına 20 dakika, komisyon üyeleri için 10 dakika, komisyon üyesi olmayan milletvekilleri için 5 dakika konuşma süresi tanınacak.

Hükümet adına bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporlarına ilişkin sunuş konuşmaları ile milletvekillerinin sorularını cevaplama süreleri 30’ar dakika olacak.

Komisyon, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının geneli üzerindeki görüşmelere 30 Ekim Perşembe başlayacak.

Başa dön tuşu