Elimizden Kayıp Gidenlere Dair Bir Şehrengiz – Kara Tahta

Bir şehrin güzelliklerini ve güzellerini anlatan, mesnevi tarzında yazılmış Divan edebiyatı eserlerine şehrengiz diyoruz. Dihhudâ, Edward G. Browne ve Muhammed Ca’fer Mahcûb gibi araştırmacılar türün kaynağının Fars edebiyatı olduğunu ve buradan Türklere geçtiğini ileri sürmüşlerse de E. J. W. Gibb ve Agâh Sırrı Levend şehrengizin gazavâtnâme, sûrnâme ve târifnâmeler gibi Osmanlı edebiyatında ortaya çıktığını belirtmişlerdir. Haklarında en fazla şehrengiz yazılan yerler İstanbul, Bursa ve Edirne’dir. Birçoğu Osmanlı döneminde birer kültür merkezi olan Âmid (Diyarbekir), Antakya, Belgrad, Gelibolu, Keşan, Manisa, Mostar, Rize, Sinop, Siroz (Serez), Taşköprü, Vize, Yenice, Üsküp gibi şehirler için kaleme alınmış şehrengizler de vardır.1
Dünya misafirliğinin çabucak yitip giden günleri şiirle, hasretle, hüzünle yoğurulur, mekânın ruhuyla canlanır, zamanı paylaşanlarla birlikte anılır şehrengizlerde. O eski şehrengizlerden ilhamla ve bir fotoğrafçı bakışıyla dünün Meram’ını bugüne ve yarına taşımaya çalışan Muammer Ulutürk’ün “Meram Şehrengizi” de öyle bir yeni dönem şehrengizidir. Bir şehri değil ama memleketin en güzel, en yaşanılası ilçelerinden Konya’nın Meram’ını, ikamet etmekle yaşamak arasındaki farka vurgu yaparak anlatmaya başlar. Dillere destan bağları dünya gözüyle gören son neslin çocuğu olarak Meram’ın sokaklarında top oynamıştır. Konya’nın meczuplarını avluda kurulan sofralarda ağırlamıştır. Dede ve ninenin toprakla hemhâl oluşuna tanık olmuştur. Köyün birkaç arabasından biri önünde poz vermiştir. Semtin ulu ağaçlarına, yörenin diline, alet edevatına, hısım akrabaya, konu komşuya, gelip geçene, göçüp gidene aşinadır hoca ve o damardan beslenip kalem oynatır, adeta ev sahibine olan ömürlük borcunu öder. Bu şehrengiz aynı zamanda bir hatırattır. Saim Sakaoğlu, İsmail Desteli, Seyit Küçükbezirci, Hasan Özönder gibi şehre ve Meram’a hem gönül hem emek vermiş değerli şahsiyetler, kısa ama özlü anılarla yâd edilmiştir. Aksi düşünülemeyecek şekilde hak ettikleri sayfalara yerleşmişlerdir.
Kitaptaki elliye yakın bölümün her biri nostaljik bir fotoğrafla desteklenmiştir. Bu fotoğraflar şehirde yaşlananlara eski günleri hatırlatırken benim gibi şehrin sonradan görenlerineyse farkında olamadıkları değişimi fark ettirir. İnsan okuyunca anlar ki yaşamakla ikamet etmek hakikaten farklıdır. Tıpkı yazarın anlattığı gibi onlarca kez bisikletle geçmiş olsam da fark etmemişimdir Eski Yol’daki iğdelerin hâkimiyetini. “Isparta’nın kokusu nasıl gül ise, İstanbul’un da erguvan, Meramın kokusu da iğdedir.” (S. 177) diyerek beni uyandırır, bundan sonra aklımdan çıkmayacak bir iğde bilincine kavuşturur. Muzavı Hüseyin’in kendi uydurduğu yatırdan medet ummasını anlatır; güldürür. Tepsideki ayakkabıdan zemzem suyu içen ninesini, bebek tuzlayan eski kadınları anlatır; şaşırtır. Annesinin Loras yaylalarına dair özlemini anlatır; hüzünlendirir. Mâverde diye anılan eşsiz Meram güllerinden haberdar eder. Meram’ın sularını, sulara hükmeden havala ve sıyıncılarını, Gedavet rüzgârını, bülbüllerini, yılanlarını, iğnecisini, pehlivanını, elma kakını, yoonüz eriğini gözümüzle görmüş, kulağımızla duymuş, tenimizde, damağımızda hissetmişiz gibi yaşatır bize. Anlatısını Aşık Şemi’nin, Arif Nihat Asya’nın, Feyzi Halıcı’nın dizeleriyle, deyiş ve tekerlemelerle süsleyerek geleneksel şehrengiz tavrını da tattırır.
Şehrengizin böylesi hakiki ve samimi hitabetinde Meram’ın yerlisi olan Doç. Dr. Muammer Ulutürk’ün Meram’ı doyasıya yaşamış ve sevmiş olmasının payı büyüktür. Kendisi Konyalılar için bir övünç olan “Türbeönü’nde ev/dükkân, Meram’da bağ sahibi olmak” makamına erişmişlerdendir. Meram’a gençlik çağının sonunda gelip yerleşmiş, aynı lütufa nail olmuş ve memleketin yaşanabilecek en güzel yerlerinden birinde on yedi senedir yaşıyor olduğuna şükreden bir başka kalem işçisi olarak ben de bu esere ve onun vesilesiyle Meram’a minnetimi ifade etmek istedim. Yazdıklarım minnetle birlikte bir hayranlık ve çokça hayıflanma da içermektedir. Çünkü elimizdeki tüm güzellikler gibi Meram da günden güne bize yenilmektedir. Onu çok severek yıpratıyor oluşumuz insaniyetmizin en yaman çelişkisi olarak içimizi sızlatmaktadır. Suyu tükenen, efsanevî yeşili beton grisinde yavaş yavaş kaybolan Meram’ımız sonraki nesillere belki de ancak şehrengizlerden seslenecektir.
Meram Şehrengizi
Doç. Dr. Muammer Ulutürk
Meram Belediyesi Kültür Yayınları / Loras Yayınları
Eylül 2021
240 Sayfa
Kaynakça:
1) Şehrengiz. İslam Ansiklopedisi. https://islamansiklopedisi.org.tr/sehrengiz (2025, Ağustos, 8)
Yazar: A. Erkan AKAY –
Yayın Tarihi: 29.08.2025 09:00 –
Güncelleme Tarihi: 05.09.2025 17:27
Kaynak: Kitap Haber