Fatih Terim: “Fulya olmasaydı hayatımın bir kısmı olmazdı!”

Usta oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan, dördüncü  sezonuyla NTV‘de Empati programında ünlü konuklarıyla her hafta farklı yaşam öykülerine dokunuyor. Konuklarından bu hikayelere Empati kurarak yaklaşmalarını isteyen Taylan, tarihe geçen insan hikayeleri ve yaşanan duygular üzerinden derin sohbetler gerçekleştiriyor. Konukların kendi hayatlarına dair yeni farkındalıklar kazandığı bu yolculuk, izleyicilere unutulmaz anlar sunuyor.

Liderlik çok büyük oranda yalnızlık! Yalnızlığı severim! Siz sevmeseniz de yalnız kalıyorsunuz, bari sevelim! Liderliğin öğrettiği o kadar çok şey var ki. Acı da olsa…

Uzun pantolonu olmayan, ayakkabısı su alan, üşüyen Fatih’i hiç unutmadım! Ben empatiyle 5 yaşında tanıştım, o zamanlar bu kelime kullanılmıyordu. Oyuncağım olmadı. Babam benim 8 yaşında sakat kalıyor, koltuk değneğiyle yürümek zorunda kalıyor. Bu durumda annemle evleniyor, benden evvel ölen ikizler var, ben varım; 9 sene İstanbul’da tek başına Kumkapı’da bir ayakkabı ustasının yanında küçük bir odada kalıyor. İstanbul aşığıyla babam. Ben de onu 35 sene istanbul’da yaşattım, yazı Adana’da yaşatmadım çok mutluyum. Kimseye el açmayan, o vaziyette hiçbir kompleksi olmayan, kimseye de müdanaa etmeyen. Babamın tarafının da esasen durumu çok müsaitti.

Fulya hayatımın önemli bir parçası. Beraber kurduğumuz bu yola, kızlarım ve de artık torunlarım da var, ama Fulya benim can yoldaşım, hayat yoldaşım, hakikaten bir kısmı olmazdı hayatımın! Birbirimize yaren olduk, sevgili olduk, karı koca olduk, ana baba olduk. Ne derseniz deyin!

Bunu hep hayal etmiştim, şimdi daha tadına varıyorum. Evlat bambaşka, saygıyı kaybetmeden, arkadaş gibiyiz. Bazen Fulya’yı çekiştiriyoruz, aile çok önemli. Çok önemli bir kavram. Bana -bu maçı kaybettin dünya yıkılıyor bunu nasıl göğüslüyorsun diyorlardı. Eve gidiyorum! Aile en büyük limandır.