Görünmez katil PM2.5, Her yıl 60 bin can alıyor

Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) 10. yılında yayınladığı Kara Rapor 2025, Türkiye’deki hava kirliliğinin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Rapora göre, Türkiye’de hava kalitesi “iyi” olan tek bir kent bile yok. Hava kirliliğinin ekonomiye faturası ise bir yılda 138 milyar doları bulurken, bu rakam Türkiye’nin 2024 yılı gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor. Çarpıcı raporda en tehlikeli hava kirleticilerinden biri olan PM2.5 partikül madde kirliliğinin neden olduğu erken ölümlerin ekonomik maliyeti de hesaplandı. İnce partikül madde olarak bilinen PM2.5, akciğerlere ve kan dolaşımına nüfuz ederek ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Hesaplamalara göre, PM2.5 kirliliğinin Türkiye ekonomisine yıllık maliyeti 138 milyar dolar. Bu çarpıcı rakam, hava kirliliğiyle mücadelenin sadece bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda ağır bir ekonomik yük olduğunu ortaya koyuyor.
30 yaş üstü nüfustaki tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 13’ünün hava kirliliğine bağlı olduğu iddia ediliyor.
HER YIL 60 BİN HAYAT
Raporda, hava kirliliği seviyelerinin Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği güvenli seviyelere çekilmesi halinde, Türkiye’de her yıl en az 60 bin kişinin hayatının kurtarılabileceği vurgulanıyor. 2023 ve 2024 yıllarında PM2.5 kirliliği nedeniyle sırasıyla 63 bin 851 ve 62 bin 644 erken ölüm meydana geldi.
HASTALIKLARIN NEDENİ
Kara Rapor 2025, hava kirliliğinin yol açtığı sağlık sorunlarını çarpıcı verilerle ortaya koyuyor. Rapora göre, ince partikül madde PM2.5 kirliliği birçok ölümcül hastalığın temel nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. KOAH’a bağlı ölümlerin yüzde 41,3’ü, kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 27,7’si, inme kaynaklı ölümlerin yüzde 27,4’ü, akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüzde 18,6’sı ve diyabete bağlı ölümlerin yüzde 17’si PM2.5 kirliliğinin sonucu olarak kayıtlara geçti. Ayrıca, uzun süreli PM2.5 maruziyetinin demans riskini yaklaşık yüzde 8 artırdığı belirtiliyor.
IĞDIR, ERZİNCAN, KÜTAHYA
Rapordan yansıyan bilgiler şöyle sıralanıyor: “2024 yılında hiçbir ilin hava kalitesi DSÖ’nün önerdiği kılavuz değerlere uygun değildi. Partikül madde kirliliğinde Osmaniye, Iğdır ve Malatya ilk üç sırada yer aldı. Iğdır, Erzincan ve Kütahya ise genel hava kirliliği anlamında en kirli iller olarak öne çıktı. Sanayi ve termik santrallerin yoğun olduğu Bursa Kestel, Osmaniye ve Şırnak’ta halk, yılın yüzde 70’inde sağlıksız havaya maruz kaldı. Ankara ve İstanbul’da hava kirliliği ‘hassas’ düzeyde seyrederken, İstanbul Sultangazi’de taş ocakları nedeniyle ilçe halkı 263 gün kirli hava soludu. İzmir’de ise Bakanlığa bağlı hava kalitesi izleme istasyonlarından yeterli veri alınamadığı için kapsamlı bir değerlendirme yapılamadı.”
Depremin vurduğu Hatay da havası en kirli kentler arasında bulunuyor.
ORMAN YANGINLARI
Raporda, orman yangınlarının yarattığı PM2.5 kirliliğinin çok daha ölümcül olduğuna da dikkat çekiliyor. Bu kirlilik, solunum sistemi hastalıklarından kaynaklanan ölümleri ciddi oranda artırıyor. Platform, 10 yıllık değerlendirmesinde, doğal gaz kullanımına geçen bölgelerde hava kalitesinin iyileştiğini, ancak hızla büyüyen kentlerde kirliliğin arttığını belirtiyor.
ÇÖZÜM İÇİN 7 ADIM
Temiz Hava Hakkı Platformu, sorunun çözümü için acil adımlar atılması çağrısında bulunarak yedi maddelik bir yol haritası da sundu:
*Hava kirliliğinin ekonomik maliyeti düzenli hesaplanmalı ve politikalara entegre edilmeli.
*Ulusal hava kalitesi izleme sistemi güçlendirilmeli, PM2.5 ölçümleri yaygınlaştırılmalı.
*Tüm veriler şeffaf ve anlık olarak kamuya açılmalı.
*PM2.5 için DSÖ kılavuzunu hedef alan bağlayıcı ulusal limit değer belirlenmeli.
*Fosil yakıt kullanımı azaltılmalı, temiz enerji ve sürdürülebilir ulaşım teşvik edilmeli.
*Hava kirliliği ile mücadele sağlık politikalarının merkezine yerleştirilmeli.
*İklim krizinden en çok etkilenen çocukları koruyucu programlar hayata geçirilmeli.
[email protected]
Kaynak: Web Özel