İMSAD’dan deprem uyarısı: “Yıkımı erteleme lüksümüz yok”

Türkiye İMSAD’ın Demirdöküm katkılarıyla Fairmont Quasar İstanbul’da düzenlediği 62. Gündem Buluşmaları, inşaat malzemesi sanayicileri, iş dünyası temsilcileri ve sektör profesyonellerinin yoğun ilgisiyle karşılandı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, Türkiye’nin coğrafi kaderi olan depremi “erteleyecek bir konu” olarak görmemek gerektiğini dile getirdi. Küçükoğlu, “Her deprem felaketi sonrası sergilediğimiz dayanışmayı, deprem öncesi bilinçli adımlara dönüştürmeliyiz. Korkularımız geçtikten sonra yapmayı planladığımız işleri ertelememeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Her Vatandaş Sorumluluk Almalı: Deprem Yıkım Değil, Kaderimizdir”
Yaklaşık 20 milyon insanın deprem riskli binalarda yaşadığına dikkat çeken Küçükoğlu, inşaat malzemesi sanayisinin Türkiye’nin yeniden yapılanma ihtiyacını karşılayacak yeterlilikte olduğunu belirtti. Ancak depreme hazır olmanın sadece inşaat meselesi değil, aynı zamanda bir zihniyet meselesi olduğunu vurguladı. “Her vatandaşımızın sorumluluk alması gerekiyor. Deprem; coğrafyamızın kaderidir ama yıkım değildir. Kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapmalı ve bu planlara eksiksiz uymalıyız. Kolektif bilincimiz ve dayanışma kültürümüz ile geleceğimizi kazanabiliriz” mesajını verdi.
Toplantıda moderatörlük yapan Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan da “Deprem; ekonomiye ve diğer gündemlere bağlı olarak gelişmiyor. Ama gerçekleştiği zaman her durumu etkiliyor. Bu sebeple de her işin başına deprem konusunu yazmamız gerekiyor” diyerek konunun aciliyetini bir kez daha vurguladı.
Prof. Dr. Alper İlki: “Güçlendirme Ekonomik ve Sürdürülebilir Bir Çözümdür”
Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Alper İlki, Türkiye’de son 100 yılda 7 ve üzeri büyüklükte 16 deprem meydana geldiğini hatırlatarak, 2023 depremlerinde yaşanan büyük can ve ekonomik kayıplardan (50 bine yakın yurttaş, yaklaşık 104 milyar dolar ekonomik kayıp) ders çıkarılması gerektiğini belirtti. Özellikle İstanbul gibi büyük metropollerde 2000 yılı öncesinde inşa edilen yapı stokunun temel sorun olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. İlki, “Yaklaşık 36 milyar dolarlık bir kaynak ayırdığımızda olası bir depremde İstanbul’da can kaybını en aza indirebiliriz. Önceki depremlerden edindiğimiz tecrübe gösteriyor ki yönetmeliklere uygun biçimde inşa edilen binalar depremden en az ölçüde etkileniyor ve yıkılmıyor. Ayrıca, doğru güçlendirilen yapılar da iyi performans gösteriyor. Ekonomik ve basit önlemlerle depremin olası zararlarını en aza indirebiliriz. Güçlendirme çalışmaları da hızlı, ekonomik ve çevreye duyarlı sürdürülebilir bir çözüm olma özelliği taşıyor” diyerek güçlendirmenin önemine dikkat çekti.
Dr. Can Fuat Gürlesel: “Deprem Bölgesi İçin 1,5 Trilyon TL İnşaat Harcaması Yapıldı”
Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, inşaat sanayisini etkileyen dinamikler hakkında bir sunum yaptı. Konut talebini etkileyen faktörler arasında nüfus artışı, göç hareketleri, eskiyen yapı stokunun yenilenmesi ve artan yabancı talebi gibi etmenleri sıraladı. Ancak yeni konut satış oranlarının azalan bir ivme çizdiğini de belirtti.
Gürlesel, son iki yılda deprem bölgesi faaliyetleri için yaklaşık 1,5 trilyon Türk Lirası kaynak harcandığını vurgulayarak önemli bir ders çıkardı: “Eğer bu kaynağı deprem olmadan önce kullansaydık can kayıplarının da önüne geçebilirdik.” Bu tespit, deprem öncesi hazırlık ve yatırımın kritik önemini bir kez daha gözler önüne serdi.