Özgür Özel'den çarpıcı 'AK Parti’de kriz'…

Cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğunun 192’nci gününde CHP’nin ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerinin 58’incisi İstanbul Küçükçemce’de düzenlendi. Fevzi Çakmak Meydanı’nda düzenlenen mitinge yurttaşlar yoğun ilgi gösterdi.
Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’den Küçükçekmece’ye yolladığı mektubu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu. Çelik, konuşma yapacağı otobüse, önceki buluşmalarda olduğu gibi, üzerinde “İmamoğlu’na özgürlük” yazan dövizle çıktı.
İMAMOĞLU: “YÜREĞİM, AKLIM HEP SİZİNLE”
İmamoğlu, Çelik tarafından kamuoyu ile paylaşılan mektubunda şunları söyledi:
“Tam 194 gündür sizlerden uzaktayım. Ama yüreğim, aklım hep sizinle. Görüyorum ki sizler de beni ve arkadaşlarımı ilk günkü gibi seviyor ve destekliyorsunuz. Allah bizi sizlere utandırmasın. Sağ olun, var olun. 2019 yılından bu yana hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde hem de Küçükçekmece belediyemizde, halkçı ve icraatçı bir yönetim sergiliyoruz. Bir yandan sosyal adaleti sağlamak için görülmemiş ölçüde bütçe ayırıyoruz, bir yandan da rekor düzeyde metro, altyapı ve çevre yatırımları yapıyoruz. Küçükçekmece için de çok şey yaptık. Açtığımız metro hatlarıyla, kreşlerle, yaşam vadileriyle, adil ve hızlı kentsel dönüşüm projelerimizle Küçükçekmece’yi hak ettiği değere kavuşturduk. Sizlerin iradesine layık olabilmek, sizlere hızlı ve kaliteli hizmet ulaştırabilmek için canla başla çalıştık.”
“İKTİDAR, MİLLETE SIRTINI DÖNEREK SİYASET YAPIYOR”
“Bizler, özgürlüklerimizden mahrum edilmiş olsak da dışarıdaki arkadaşlarımız aynı anlayışla çalışmaya devam ediyor. Hizmetlerini büyüterek sürdüren Küçükçekmece Belediye Başkanımız Kemal Çebi ve tüm çalışma arkadaşlarını tebrik ediyorum. Bizim için siyaset her şeyden önce bu aziz millete layık olabilme çabasıdır. Bu iktidar ise milletin iradesini yok sayarak, millete sırtını dönerek siyaset yapıyor. Burası Türkiye Cumhuriyeti’dir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir. Burada millete rağmen siyaset, millete rağmen yöneticilik yapılamaz. Burada egemenlik sadece ve sadece millete aittir. Bu gerçeği unutan bir avuç insan, ülkemize büyük krizler yaşatıyor, milletimize ağır bedeller ödetiyor. Yargı eliyle uygulamaya koydukları karanlık siyasi projenin nihai amacı, bütün yetkilerin sadece tek bir kişinin, tek bir partinin elinde olduğu rejimi kalıcı hale getirmektir.”
“YA EL ELE VERECEĞİZ; YA DA KARANLIĞA KAYBEDECEĞİZ”
“Söyleyeceğimiz her sözün, atacağımız her adımın geleceğimizi belirleyeceği, tarihimizin çok kritik bir dönemecindeyiz. Ya el ele vereceğiz; cumhuriyete, demokrasiye, hak ve hürriyetlerimize sahip çıkacağız ya da nice kuşakları bir koyu karanlığın içinde kaybedeceğiz. Ya milletçe demokratik hakkımızı kullanarak ‘meşruiyetin kaynağı biziz’ diyeceğiz ya da bu aziz vatanı, okyanus ötesinden meşruiyet arayanların karanlık pazarlıklarına kurban edeceğiz. Bir yanda siyasi operasyonlarla, milletin karar alma hakkını ve yetkisini yok sayan bir iktidar, diğer yanda ise her şart altında gücünü ve meşruiyetini milli iradeden alanlar var. Bir yanda, ekmeğine, hak ve hürriyetlerine, geleceğine, ülkesine sahip çıkmak için meydanları dolduran, gün geçtikçe dalga dalga büyüyen on milyonların sesi, iradesi var, diğer yanda ise vatandaşla yüz yüze gelmekten korkup kaçanlar, sokağa, pazara çıkamayanlar var.”
“BİZİM YERİMİZ, SAFIMIZ BELLİDİR”
“Bizim yerimiz, safımız bellidir. Biz, ilk günden bu yana ne dediysek, yine aynısını söylüyoruz: Türkiye bir hukuk devleti olmadığı, hayatın her alanında adalet hakim olmadığı müddetçe, hiçbirimize huzur yoktur. Çünkü hukukun üstünlüğü yoksa, adil siyaset, adil rekabet, adil paylaşım yoksa, ortak geleceğimiz yoktur. Adalet yoksa, mutluluk yoktur, refah yoktur, bereket yoktur. O nedenle, ‘meşruiyet milletten alınır’ diyenlerin toplandığı bu meydanlarda, biz her zaman aynı parolayı söyleyeceğiz: Herkes için, her yerde; önce adalet, önce hürriyet. Türkiye’yi bolluğun, bereketin ve mutlu insanların ülkesi yapmak için bir adım geri atmayacağız. Ne bedel gerekiyorsa ödeyeceğiz ama bu aziz millet mutlaka adalete, mutlaka hürriyete kavuşacak. Her şey çok güzel olacak.
Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”
Küçükçekmece buluşması, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in konuşmasıyla devam ediyor…Özel, Küçükçekmecede’deki mitingde şu ifadeleri kullandı:
“BUNU ANCAK BİZ BAŞARIRIZ”
“Elbette kolay olmayacak, elbette böyle bir iktidarı kolay bırakmayacaklardı. Bunu ancak böyle bir kararlılık, böyle bir azim başarırdı. Bunu ancak biz başarırdık. Çünkü çoğunluk enerjisi bu meydandadır, üstünlük prikolojisi bu meydandadır.”
“BU DÜZENİ DEĞİŞTİRECEĞİZ. ADALETLİ BİR VERGİ SİSTEMİ KURACAĞIZ”
“Kemal Başkan sizi seviyor. Bu kadar hizmet veriyor. Peki soruyorum. Erdoğan sizi seviyor mu? Niye? Çünkü fakiriz. Çünkü Erdoğan fakir sevmez. Bakın, bu hafta rakamlar yenilendi. Dün resmi yoksulluk sınırı 91 bin liraya çıktı. Bu meydana soruyorum. Bu meydan 91 bin liranın altında maaş alan, resmen yoksul olan on binlerle dolu. Peki niçin yoksuluz? Çünkü ülkeyi yönetenler tercihini sizden yana; emekliden, emekçiden, esnaftan, çiftçiden, gençlerden yana değil; zenginden yana kullanıyor. Para isteyince, ‘Yok’ diyorlar. Sadece 19 Mart darbesi için harcadıkları 160 milyar dolara dönün, bakın. Emekliye verilen zammın tam 150 katını harcamış 19 Mart darbesine. Asgari ücreti 30 bin lira yapmak için gerekli işveren desteğinin tam 120 katını, çiftçiye ödenen desteğin tam 100 katını maalesef 19 Mart darbesi için, 19 Mart’tan sonra bugüne kadar harcamış. Ama Kırk Haramiler’e gelince onlar vergi ödemezler. Yandaş şirketlerin vergi borçları silinir. Ama ne zaman sıra vatandaşa gelir, o zaman vergiciler aslan kesilir. Bakın, Türkiye’de 100 lira vergi toplanıyor. Bunun 66 lirası dolaylı vergiler. Yani bir fabrikatörle kapıdaki bekçi aynı vergiyi veriyor. Neye? Elektriğe, suya, ekmeğe, doğal gaza, çocuğunun okul masrafına aynı vergiyi veriyor; yüzde 66. Türkiye’deki verginin yüzde 23’ü sizlerin maaşlarından kesilen vergidir. Yaptı mı sana yüzde 89. Geriye kalan yüzde 11 sadece kazanan şirketlerden, holdinglerden alınan vergidir. Bir düşünün, bir memlekette 100 lira vergi alınacak, bunun 89’unu yoksullar ödeyecek, yüzde 11’ini zenginler ödeyecek. Olmaz olsun böyle düzen. Bu düzeni yıkacağız, bu düzeni değiştireceğiz. Adaletli bir vergi sistemi kuracağız. Çok verenden çok, az kazanandan az, hiç kazanmayandan hiç vergi almayacağız. Söz veriyoruz.”
“BEN HEPİNİZİ FAKİRLİKTEN KURTARMAYA SÖZ VERİYORUM”
Vatandaşların “Tayyip istifa” sloganı atması üzerine Özel, şöyle devam etti:
“Burada Erdoğan’ı istifaya davet ediyorlar. Niye? Çünkü dedik ya Erdoğan fakiri sevmiyor. Benim Erdoğan ile bir ortak özelliğim var ama çok şaşıracaksınız. Söyleyeyim mi? Ben de fakir sevmiyorum. Ama Erdoğan fakiri sevmediği için süründürüyor. Ben fakir sevmiyorum, hepinizi fakirlikten kurtarmaya söz veriyorum. Nasıl olacak? Şöyle olacak: Adaletli bir vergi sistemiyle, insanca bir asgari ücretle, emeklilere insanca maaş vererek, esnafa doğru desteklemeleri, kredileri vererek, esnafın müşterilerini, emekliyi, işçiyi, vatandaşın durumunu düzelterek, çiftçiyi destekleyerek; birisi gibi ‘Al ananı da git’ diyerek değil; çiftçiyi milletin efendisi yaparak. Size söz veriyorum ki bu memleketin başına bu sonuncusu gibi çiftçiye, ‘Al ananı da git’ diyen değil, birincisi gibi, ‘Sen milletin efendisisin’ diyen bir cumhurbaşkanı gelecek.”
“O CUMHURBAŞKANI İMAMOĞLU”
Özel’in kalabalığa “O cumhurbaşkanının adını biliyor musunuz? Söyleyin de duyayım” demesi üzerine yurttaşlar “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganı attı. Özel, şöyle devam etti:
“O da Silivri’deki 12 metrekarelik hücresinden sizi duyuyor. Mehmet Murat Çalık, hasta haliyle ta İzmir’den sizi duyuyor. 12’si İstanbul’da, toplam 18 belediye başkanımız, belediye bürokratlarımız, belediye meclis üyelerimiz, arkadaşlarımız hepsi birden Silivri’den ve diğer cezaevlerinden; Gebze’den, Bolu’dan, Afyon’dan, Antalya’dan sizleri duyuyorlar. Şimdi Küçükçekmece’den, bu muhteşem meydandan oraya bir selam yollamanın, bir muhteşem fotoğrafı yollamanın bence zamanıdır. Maçkalı Mehmet Murat Çalık’ın talebiyle bir başkalı Maçkalı’dan Volkan Konak’tan Yiğidim Aslanım söyleyeyim.”
Özel’in bu sözleri üzerine Volkan Konak’ın sesinden “Yiğidim Aslanım” şarkısı çaldı, meydandaki vatandaşlar telefonlarının ışığını yakarak şarkıya eşlik etti.