Tarım arazilerine GES projesi destekleri sağlanıyor

İklim değişikliğinin tarımsal üretimi zorlaştırdığı günümüzde, Tarım-Güneş Enerji Santralleri (TarımGES) hem enerji üretimini hem de tarımsal verimliliği artırmak için öne çıkıyor. Çiftçilere iklim dostu enerji desteği sunan bu sistemler, sulama ihtiyacını azaltırken toprağın verimini koruyor. Türkiye, güneş enerjisi potansiyeli yüksek bölgelerde bu projeleri yaygınlaştırarak enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor.
ÇİFTÇİYE İKLİM DOSTU ÇÖZÜMLER
TarımGES projeleri, iklim değişikliğinin tarıma olumsuz etkilerini azaltmak için yenilikçi bir çözüm sunuyor. Paneller, ürün türüne göre yüksek veya alçak konstrüksiyonlarla tarlalara kurulabiliyor, hatta dikey solar panel uygulamalarıyla arazi kaybı önlenerek yüzde 25-30 daha fazla verim elde ediliyor. Çiftçiler, bu sistemlerle elektrik maliyetlerini optimize ederken, fazlasını satarak ek gelir sağlayabiliyor.
Bu projeler, sebze ve meyve tarlalarının yanı sıra mera, arıcılık, bağcılık ve balık çiftlikleri gibi alanlarda da kullanılabiliyor. Gölgeleme etkisiyle buharlaşmayı azaltan sistemler, sulama ihtiyacını yüzde 20-30 oranında düşürüyor. Ayrıca, mikro iklim oluşturarak sıcaklık stresini azaltıp ürün kalitesini artırıyor.
TARIM ARAZİLERİNE GES PROJESİ
Türkiye’de tarım arazilerinin yalnızca binde 1’ine TarımGES kurulmasıyla 11 bin 736 MW’lık güneş enerjisi kapasitesi elde edilebilir. Bu kapasite, ülkenin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 5-7’sini karşılayacak güçte. Özellikle Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu gibi güneşin bol olduğu bölgeler, bu projeler için öncelikli alanlar olarak öne çıkıyor.
Dikey panellerle mahsul koruması sağlanırken, rüzgar bariyeri ve gölgeleme etkisi tarımsal verimi artırıyor. TarımGES’ler, enerji dönüşümüne uygun bir model sunarak şebeke verimini yükseltiyor ve işletme maliyetlerini düşürüyor. Çiftçiler, sulama pompası, aydınlatma ve ısıtma gibi ihtiyaçları en ucuz şekilde yerinde karşılayabiliyor.
TARIMGES’TE YEKA VE LİSANSSIZ ÜRETİM MODELİ
TarımGES projelerinin ilk aşamada 5, 10 ve 20 MW’lık Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ile başlatılması öneriliyor. Bu model, büyük ölçekli projelerin hayata geçirilmesini kolaylaştırırken, ölçek ekonomisinden fayda sağlanmasını hedefliyor. İkinci aşamada ise küçük ve orta ölçekli çiftçilerin sürece dahil edileceği lisanssız üretim modelleri geliştiriliyor.
Bu uygulamaların standartlaştırılması, çiftçilerin üretim faaliyetlerini doğrudan destekleyecek. Modüler tasarımlar sayesinde kurulum ve bakım kolaylaşırken, tarım arazilerinin verimli kullanımı artıyor. Türkiye, bu adımlarla hem tarımda hem de enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı planlıyor.