Tofaş ve Stellantis Türkiye’ye iletişim açısından bakış…

Rekabet Kurulu uzun denecek bir bekleyişten sonra Tofaş’ın Stelantis ile birleşmesine, yani Stelantis Türkiye’nin distribütörü olmasına izin verdi. Şimdi önce Tofaş’a, ardından da Stelantis Türkiye’ye bakarak bu gelişmeyi mercek altına alalım. Çünkü Türkiye otomotiv sektörü için eşine  pek de kolay kolay rastlayamayacağımız tarihi bir ortaklığa tanıklık ediyoruz.
Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu’nun   liderliğinde yeni yapılanma geçen hafta açıklandı.  8 marka Tofaş’ın çatısı altında toplandı. Bu yapılanmayla birlikte, Tofaş’ın çatısı altında; Alfa Romeo, FIAT, Jeep ve Maserati’nin yanı sıra Citroen, DS Automobiles, Opel ve Peugeot markaları da birleşti…
Şimdi 256 milyon Euro yatırım bedeline sahip yeni hafif araç projesiyle birlikte 2026’nın üçüncü çeyreğinden itibaren üretim ve ihracatta önemli bir gelişmeler bekleniyor. Otomotiv kısmında bu gelişmelerin güncel haberlerini zamanı gelince paylaşacağız.
Ben şimdi işin özellikle İLETİŞİM kısmına dokunmak istiyorum.
Önce Tofaş iletişimden başlayalım. 2 yılı aşan bir süredir bu sayfalarda Tofaş’ın iletişimsizliğinden çok söz etmiştim. Kurum içi iletişimsizlikten, bu süreçte bir süre çalışılan ancak daha sonra yolların ayrıldığı Mese İletişime kadar gördüğüm eksikleri yazdım durdum. Tofaş Marka Müdürü Altan Aytaç “Sana ve yayınlarına hiçbir ambargo yok” dese de uzun bir süredir lansman ve toplantılara davet edilmiyorum. Test otomobili alamıyorum.  Sanıyorum keyfi bir sözde cezalandırma ile karşı karşıyayım. Hiç dert etmediğim için bu özel konuyu burada kapatıyorum. Çünkü yazdıklarım ve yazacaklarım konuyu kişiselleştirdiğim anlamına gelebilir.
Ölü toprağı serpilen Tofaş’a Stellantis aşısı…
İletişimsizliğe dönersek; Tofaş üzerinde 3-4 yıldır iletişim anlamında tam tabirle “ölü toprağı serpilmiş” bir halde. Marka Müdürü,  Pazarlama Müdürü, İletişim Müdürü gazetecilerle biraraya geleceğiz diye ödleri patlıyor. Hiçbir haber, iletişim, reklam, özel haber çalışması yapmıyorlar. Gazetecilerden köşe bucak kaçan bir marka, üstelik de Türkiye için çok ama çok büyük bir marka yöneticileri olabilir mi? Neyse şimdiye kadar oldu ama ben bu yeni yapılanmada özellikle iletişim anlamında çok ama çok olumlu gelişmelerin olacağı inancındayım. Tofaş’ın yerlerde sürünen iletişimsizliğin bu birleşme ile iyi yerlere geleceğine, daha pozitif sonuçlar doğuracağına inanıyorum.
Gelen markalar; Opel, Peugeot, DS ve Citroen uzun zamandır iletişim ve satış grafiği açısından zaten zirvede yer alıyordu. Bu dört markanın, özellikle iletişimdeki başarısını her toplantıda karşılaştığımız yöneticilerin gözlerinden anlamak mümkündü. Şimdi mesleki ilerlemesini takdirle takip ettiğim İbrahim Anaç’ın önderliğinde bu pozitifliğin Tofaş’a da yansıyacağına inancım tam. Tofaş’ın, Stelantis Türkiye’nin distribütörü olmakla kalmayıp, bu olumlu ve pozitif iletişim atmosferini de kendi içine soluyacaktır… Bu açıdan bakıldığında 8 markanın sinerjisi de sektöre çok olumlu yansıyacak.
Ceo Cengiz Eroldu’nun liderliğindeki bu yapılanmada; İbrahim Anaç’ın akil bir yönetici olarak ona bağlı olarak çalışacak ekibe de büyük katkısının olacağı düşüncesindeyim.
Yıllardır FIAT markasını yöneten Altaç Aytaç’ın, FIAT’ın Satış ve Pazarlama Müdürü olarak görev yapan ancak bu yapılanmada adeta terfi almışçasına tüm markaların Filo ve 2.el Operasyonu’nun başında belki de 100 binleri aşan bir potansiyeli yönetecek olan Mahmut Karacan’ın, gençliği, dinamizmi ve pozitifliği ile görevlerine yeni başlayan Gupse Kaplan (Peugeot), Yiğit Yantaç (Opel) , Bora Duran (Citroen) Selim Eskinazi’nin (Alfa Romeo, Jeep, DS) bu ekip içinde çok ama çok olumlu işler yapağına inanıyorum. Stellantis Türkiye ekibinin öncelikle iletişim daha sonra da satış başarısında Tofaş’a büyük katkı yapacağı kesin… En azından benim yapılanma şablonuna baktığımda gördüğüm tablo bu. Yaşayıp göreceğiz…
 

Başa dön tuşu
50jili