Türkiye’ye zarar veriyorlar, pestisitli ürünler sınırdan dönüyor

Tarımda bir süredir tepki ve tartışmaların odağında yer alan pestisit meselesi, Türkiye’nin, gıda ihracatını sekteye uğratıyor. Avrupa Birliği Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) tarafından 1-7 Eylül 2025 tarihleri arasında Türkiye kaynaklı 11 farklı uygunsuzluk bildirimi yapılırken,  analizlerde özellikle taze sebze ve meyvelerde, insan sağlığı için kritik düzeyde risk taşıyan kimyasal kalıntı ve toksinler tespit edildi. En çarpıcı örnek ise Bulgaristan sınırında yapılan kontrollerde ortaya çıktı. Türkiye çıkışlı taze biberlerde izin verilen düzeyin 150 kat fazlası “formetanat” kalıntısı bulundu. Taze biberin tadını kaçıran bulgular, yalnızca ihracatta değil, iç piyasada tüketilen ürünlerin güvenliği açısından da kaygı verici bir tabloyu gözler önüne serdi.

Öte yandan geçtiğimiz Ağustos verileri de Türkiye’nin ihracat karnesine olumsuz yansıdı. Avrupa’ya ihraç edilmek istenen 24 gıda ürünü uygunsuzluk nedeniyle sınırdan geri çevrilirken,. bildirimlerin çoğu yine pestisit kalıntıları, mikotoksinler ve yasaklı farmakolojik maddeler üzerine yoğunlaştı.

ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA

Benzer şekilde armutlarda da asetemiprid kalıntısı bulundu. Üstelik bu durum yalnızca MRL aşımıyla sınırlı olmadı. AB risk değerlendirmesine göre çocuklar için belirlenen akut referans dozun tam yüzde 200’den fazla aşıldığı tespit edilirken, numuneler doğrudan “güvenli olmayan gıda” kategorisine alındı. Uzmanlar ise bu durumun özellikle çocuk sağlığı üzerinde uzun vadeli riskler doğurabileceği uyarısı yaptılar. Öte yandan Eylül ayındaki bildirimlerde yalnızca taze meyve ve sebzeler değil, kuru incirler de radar altına alındı. Bulgaristan ve Fransa, Türkiye çıkışlı kuru incirlerde okratoksin A tespit etti. Bulgaristan, ayrıca aflatoksin B1 bulgusu bildirirken, Almanya ise incirlerdeki okratoksin seviyelerini rapor etti.

SİBUTRAMİN RİSKİ 

RASFF sistemine yansıyan başka bir kritik başlık da gıda takviyeleri oldu. Fransa’dan gelen bildirimde Türkiye çıkışlı ürünlerde sibutramin ve sildenafil varlığı rapor edildi. Sibutramin, geçmişte obezite tedavisinde kullanılan ancak kardiyovasküler riskleri nedeniyle piyasadan çekilen bir etken madde olarak biliniyor. Sildenafil ise reçeteli ilaçlarda kullanılırken, gıdalarda kullanımı yasaklı maddelerin başında geliyor. 

MİSLİ ORANDA PESTİSİT

Gıda Bülteni Yayın Yönetmeni Gıda Uzmanı Araştırmacı-Yazar Gürkan Akgüneş ise ihraç ürünlerde tespit edilen kimyasalların endişe verici olduğunu belirtirken, “Asetamiprid, AB mevzuatına göre üremeye toksik 2. kategori altında sınıflandırılıyor. Bu madde bağışıklık ile gelişim sistemi üzerinde olumsuz etkilere yol açabiliyor. AB sınır kontrollerinde en çok göze çarpan başlık  yine pestisit kalıntıları. Biberlerde tespit edilen formetanat kalıntısı 1,502 ± 0,751 mg/kg seviyesinde ölçüldü. Avrupa mevzuatına göre bu etken madde için izin verilen maksimum kalıntı limiti yalnızca 0,01 mg/kg. Yani, yasal sınırın yaklaşık 150 katı bir düzey söz konusu” dedi.

SOLUNUMU ETKİLİYOR

Formetanat maddesinin, yüksek akut toksisitesi nedeniyle AB tarafından yasaklandığını da sözlerine ekleyen Akgüneş, “Söz konusu kimyasalın etki mekanizması, sinir sistemi üzerinde asetilkolinesteraz enzimini baskılaması. Bu maddeye maruz kalan kişilerde baş ağrısı, mide bulantısı, solunum güçlüğü gibi semptomlar görülebiliyor. Ağır vakalarda hayati tehlikeye kadar giden sonuçlar doğurabiliyor. Formentanat özellikle hamile kadınlar, çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf kişiler için risk çok daha yüksek” diye konuştu. 

Türkiye'ye zarar veriyorlar, pestisitli ürünler sınırdan dönüyor - Resim : 2
Denetimlerin sıkılaştırılması, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın laboratuvar kapasitesinin artırılması, çiftçilere doğru tarım ilacı kullanımı ile ihracata giden ürünlerin ön kontrol süzgecinden geçilmesi gerektiği vurgulanıyor. Gıda güvenliği uzmanları ayrtıca, AB’de reddedilen ürünlerin büyük bölümünün Türkiye iç pazarında satılabildiğine de dikkat çekiyor. 

KANSERİ TETİKLER

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya ise bilimsel araştırmaların, aflatoksin B1 ve okratoksin A’nın kanserojen olduğunu ortaya koyduğunun altını çizerken, “Özellikle karaciğer kanseri riskini artıran bu toksinler, uzun vadede bağışıklık sistemini zayıflatıyor ve çocukların büyüme-gelişme süreçlerinde kalıcı hasarlara yol açabiliyor” diye konuştu. 

[email protected] 

Kaynak: Web Özel

Başa dön tuşu