Yılmaz: Çatışma uzarsa petrol fiyatları yükselir

Yılmaz, çatışmaların uzaması durumunda petrol fiyatlarının hızla yükseleceği ve ticaret yollarının aksayacağı uyarısında bulundu. Bu durumun bölge ülkeleriyle sınırlı kalmayacağını, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyecek bir risk ortamı oluşturacağını belirtti.
Küresel İstikrar Tehlikede: Bölgenin İhtiyacı Çatışma Değil, İstikrar!
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bölgedeki son gelişmelerin bölgesel güvenliği ve küresel istikrarı doğrudan tehdit ettiğini vurguladı. “Bölgemizin ihtiyacı çatışmalar değil, istikrardır” diyen Yılmaz, sürecin ne yöne evrileceğini, ne kadar süreceğini ve hangi kapsamda devam edeceğini öngörmenin zor olduğunu ifade etti. Temennilerinin, bu gerilimin bir an önce sona ermesi ve tarafların özellikle nükleer mesele başta olmak üzere müzakere masasına dönmesi olduğunu kaydetti.
Yılmaz ayrıca, uluslararası toplumun dikkatini bir kez daha Gazze’de yaşanan ağır insani trajediye ve bu durumun çözümüne yoğunlaştırması gerektiğini belirtti.
Artan Ekonomik Maliyetler ve Küresel Etkileri
Cevdet Yılmaz, çatışmaların uzamasının sadece insani kayıpları değil, aynı zamanda çevresel tehditleri ve ekonomik maliyetleri de artıracağına dikkat çekti. Petrol fiyatlarındaki yükseliş ve ticaret hatlarındaki aksaklıkların küresel sonuçlar doğuracağını yineleyerek, “Bu durum yalnızca Türkiye’yi değil, dünya ekonomisinin tamamını etkileyecek bir risk ortamı oluşturur” dedi. Yılmaz, bu noktada odaklanılması gerekenin diplomasi yoluyla sorunların çözülmesi olduğunun altını çizdi.
Türkiye’den Barış ve Adalet Çağrısı: “Üzerimize Düşeni Yaparız”
Türkiye’nin uluslararası arenadaki duruşunu net bir şekilde ortaya koyan Yılmaz, “Türkiye olarak; barıştan, istikrardan ve adaletten yana tutumumuzu sürdürüyoruz” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderlerle yürüttüğü yoğun diplomasi trafiğinin bölgesel ve küresel barış açısından son derece kıymetli olduğunu vurguladı.
Yılmaz, “Odaklanmamız gereken asıl husus; çatışmaları derinleştiren hamleler yerine, müzakereye zemin hazırlayan adımların atılmasıdır. Türkiye, bu yönde üzerine düşen her türlü yapıcı katkıyı sunmaya devam edecektir” ifadeleriyle Türkiye’nin diplomatik çözüm arayışlarındaki aktif rolünü bir kez daha teyit etti.