Akdeniz’in iki incisi iş birliğine kapı aralıyor

Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iş dünyasının önde gelen isimlerinden oluşan geniş bir heyetle birlikte İtalya’ya gerçekleştirdiği ziyaret, Türkiye-İtalya ilişkilerinde uzun süredir beklenen stratejik derinliği nihayet görünür kıldı. Roma’da düzenlenen Türkiye-İtalya 4. Hükümetlerarası Zirvesi, yalnızca protokol düzeyinde kalan bir diplomatik temas olmanın çok ötesinde bir anlam taşıyor. Ekonomik iş birlikleri, savunma sanayi ortaklıkları ve küresel meselelere dair ortak vizyon ile bu ziyaret, iki ülke arasındaki iş birliğinin çok katmanlı yapısını gözler önüne serdi. Nitekim İtalya, Türkiye’nin Avrupa’daki ikinci, dünya genelindeyse beşinci büyük ticaret ortağı konumunda. 2024 yılında 32 milyar Doları aşan ticaret hacmiyle iki ülke, neredeyse başa baş bir dış ticaret dengesi yakalamış durumda. Söz konusu İtalya ziyaretinde sıkça vurgulanan bir diğer konu ise bu hacmin 40 milyar Dolara çıkarılması hedefiydi. Üstelik bu yalnızca bir temenni değil; savunmadan enerjiye, ulaşımdan tekstile kadar birçok alanda imzalanan 11 yeni anlaşma ile bu hedefi destekleyen somut bir adım. Ayrıca söz konusu ziyarete eşlik eden kalabalık iş insanı heyeti, ziyaretin yalnızca siyasi değil ekonomik diplomasi açısından da ne kadar önemli olduğunu ifade ediyor.

Türkiye-İtalya İş Forumu’nda savunma, enerji, tarım teknolojileri, inşaat ve ulaşım gibi birçok sektörde iş bağlantıları kuruldu. Türkiye’nin genç ve dinamik girişimciliği ile İtalya’nın güçlü üretim kapasitesi arasında nasıl bir sinerji doğacağını konunun uzmanlarından dinledik.

WhatsApp Image 2025 06 19 at 16.42.08

İKİ ÜLKENİN GÖRÜŞMELERİ SEMBOLİK DEĞİL

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İtalya çıkarması sonrası iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin hangi boyuta sıçrayacağına ilişkin değerlendirmeyi DEİK/Türkiye-İtalya İş Konseyi Başkanı Lale Cander yaptı. Cander, Roma’da gerçekleştirilen zirve ve iş forumunun sembolik olmadığına dikkat çekerek görüşmeleri şöyle değerlendirdi: “Bu görüşme yapısal bir dönüm noktasıydı. Liderler düzeyindeki güçlü siyasi irade, iş dünyasına somut hedefler ve güven verdi. 40 milyar Dolarlık ticaret hacmi hedefi, bu ilişkilerin yalnızca nicel değil, niteliksel olarak da derinleşeceğini gösteriyor. Gelecek dönemde savunma sanayii, ileri üretim teknolojileri, yenilenebilir enerji, dijital altyapılar ve döngüsel ekonomi başlıca iş birliği alanları olacak. Ayrıca tarım teknolojileri, lojistik ve sağlık teknolojileri gibi alanlarda da potansiyel yüksek. Roma’daki MoU’lar; örneğin Baykar-Leonardo, CDP-TSKB gibi sayıları 15 olan stratejik eşleşmeler, geleceğe dair güçlü bir koordinasyon iradesini ortaya koydu. Biz de İş Konseyi olarak, bu vizyonun takipçisi ve uygulayıcısı olmaya devam edeceğiz.”

“GÖRÜŞMELER SOMUT İŞ BİRLİKLERİNE ZEMİN HAZIRLADI”

Cander, DEİK/Türkiye-İtalya İş Konseyi olarak düzenledikleri en etkili etkinlikleri ve söz konusu etkinlikle Türk ve İtalyan iş dünyasına katkılarını değerlendirirken, en dikkat çeken etkinliğin, 29 Nisan 2025 tarihinde Roma’da düzenlenen “İtalya-Türkiye İş Forumu” olduğunu dile getirdi. Cander, etkinliğe ilişkin detayları şu sözlerle anlattı: “Türkiye-İtalya 4. Hükümetlerarası Zirvesi kapsamında, iki ülke liderlerinin katılımıyla gerçekleşen Forum, yaklaşık 500 iş insanını bir araya getirerek stratejik sanayilerden döngüsel ekonomiye, ileri üretimden dijitalleşmeye kadar pek çok alanda somut iş birliklerine zemin hazırladı. Sadece fikir alışverişi değil, MoU imzalarıyla kalıcı ortaklıklar da kuruldu. Örneğin, Baykar-Leonardo iş birliği, forumun savunma sanayii alanındaki en dikkat çekici kazanımıydı. Bunun dışında her yıl düzenlediğimiz sektörel yuvarlak masa toplantıları, B2B eşleştirme etkinlikleri, yatırım panelleri ve karşılıklı heyet ziyaretleri ile sadece ticari değil, kültürel ve teknolojik yakınlaşmayı da teşvik ediyoruz. Tüm bu etkinlikler, iki ülke iş dünyasını daha sistematik ve sürdürülebilir bir şekilde birbirine bağlamayı amaçlıyor.” İtalya’daki Türk iş gücünün, iki ülke arasındaki ekonomik bağların toplumsal boyutunu güçlendiren önemli bir unsur olduğunu dile getiren Cander, şu tespitleri yaptı: “Gerek girişimcilerimiz gerekse nitelikli iş gücü olarak çeşitli sektörlerde görev alan profesyoneller, Türk-İtalyan ekonomik ilişkilerinin tabana yayılmasını sağlıyor. Bugün İtalya’da çok sayıda Türk girişimci, özellikle tekstil, gıda ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Bunun yanı sıra sanayi üretiminde, mühendislikte ve akademik alanda çalışan Türk profesyoneller de iki ülke arasında bilgi ve teknoloji transferine katkıda bulunuyor. Bu etkileşim, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel yakınlaşmayı da beraberinde getiriyor. DEİK olarak, bu potansiyeli daha görünür hale getirmek adına İtalya’daki Türk iş dünyasıyla daha sıkı temaslar kurmaya ve onları daha fazla kurumsal sürece dahil etmeye özen gösteriyoruz.”

AVRUPA PAZARINDA YENİ KAPILAR ARALANIYOR

Türkiye-AB ilişkilerinde özellikle Gümrük Birliği’nin modernizasyonu gündeminin, Türk-İtalyan ekonomik ilişkileri açısından büyük bir fırsat olduğunu dile getiren Cander, “Hizmetler, dijital ticaret ve kamu alımları gibi alanları kapsayacak bir güncelleme; iki ülke firmalarının daha derin entegre olmasına olanak tanıyacak. İtalya’nın bu süreçte Türkiye’nin yanında durması, bize yalnızca siyasi destek değil, aynı zamanda stratejik ortaklık alanlarında da güçlü bir sinerji sağlıyor. Gerçekleştirdiğimiz İtalya-Türkiye İş Forumu, aynı zamanda Türkiye-AB ilişkileri için de büyük bir adım oldu. Bu yakınlaşma, sadece büyük ölçekli firmalara değil, KOBİ’lere de Avrupa pazarında yeni kapılar aralayabilir. Özellikle sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gibi AB kriterlerine uyum, Türk firmalarının rekabet gücünü artıracak; İtalya gibi AB içindeki sanayi merkezleriyle daha nitelikli iş birliklerini mümkün kılacak” dedi.

WhatsApp Image 2025 06 19 at 16.42.08 1

BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN İKİ ÜLKE

Türkiye’de edindiği tecrübeleri İtalya’ya taşıyan DESA CEO’su Burak Çelet, İtalya pazarını en iyi gözlemleyen isimlerden biri. Bu sebeple İtalya ve Türkiye arasındaki yakın ilişkileri Çelet’e sorduk. Türkiye ile İtalya’nın birbirine çok benzeyen ülkeler olduğuna vurgu yapan Çelet, iki ülkenin de vatandaşlarının diğer ülkeye gittiğinde kendini yabancı hissetmeyeceğini ifade ediyor. Akdeniz kültürünün de etkisiyle birbirini tamamlayan pek çok unsura sahip olduklarını dile getiren Çelet, iki ülkenin yapısını şu sözlerle anlatıyor:

“İki ülke de birbirinin ihtiyacı olan birtakım yetenek ve becerilere sahip. İtalya bulunduğu konum itibarıyla da Rönesans ile birlikte kendi sanatsal tarihiyle de yaratıcılıkta, estetikte çok önde gelen bir ülke. Başta otomotiv ve moda sektörleri olmak üzere sürekli olarak en güzel markaları, en albenili markaları çıkaran ülkelerin başında geliyor. Türki[1]ye ise müthiş bir teknik know-how’u, inanılmaz bir üretim kapasitesi olan ve bu kapasiteyi oluşturan genç nüfusa sahip çok kıymetli bir ülke. Dolayısıyla birinin yaşlanan nüfusundan dolayı duyduğu ihtiyacı ve dinamizmi diğerinin tamamlayabildiği; öte yandan diğerinde aynı ölçüde belki olmayan ama gittikçe hızla gelişen bir yaratıcı gücü de ötekinin tamamlayabildiği, ilerleyen dönemlerde ayrılmaz olacak mütemmim iki ülke diyebiliriz.”

“BU SÜRECİN ELÇİSİ OLMALIYIZ”

İtalya ile Türkiye arasındaki üst düzey görüşmelerin sürece ışık tutan girişimler olduğundan söz eden Çelet, “İki ülkenin gerek ataşeliklerinin gerek ülkelerin kurmuş olduğu ticaret odalarının ilişkileri artırmak konusunda çok faydası oluyor. Örneğin İstanbul’da bulunan bir İtalyan Ticaret Odası var. Bu sivil toplum kuruluşlarının çabaları bu ilişkilerinin bir adım daha ileriye gitmesini sağlayacaktır. Ben inanıyorum ki bu görüşmeler ve birbirini tanımaya yönelik adımlar birçok yeni kapı açacak. Tabii burada bizim gibi İtalya’da yatırım yapan Türk müteşebbislerine ve tabii ki Türkiye’de yatırım yapmış olan İtalyan müteşebbislere çok fazla görev düşüyor. Doğal olarak biz bu süreçlerin elçisi olmalıyız. Biz de firmam ve kendim adıma elimden geleni yapıyorum” diyerek iş insanlarına düşen karşılıklı görevleri hatırlatıyor.

“İTALYANLARA DERİYİ ÖĞRETİYORUZ”

Çelet, Türkiye’deki yatırımlarına kıyasla oldukça mütevazi olan İtalya yatırımlarını anlatırken, “İtalya’da bugün itibarıyla yaklaşık 75 çalışanımız var. Türkiye’de ise 1700 civarında çalışanımız var. Ancak burası bizim için bir koç başı gibi. Türkiye’de neler yapabildiğimizi burada çok uzağa gitmeden müşterilerimize gösterebiliyoruz. Burayı gören potansiyel müşterimiz Türkiye’ye gelip bizim müşterimiz oluyor. Birtakım iş geliştirmeler hususunda çok daha hızlı şekilde müşterimize cevap verebiliyoruz. Dünya markaları ile iş birliklerimizi çok daha derin bir noktaya taşıyabiliyoruz. Burada bana en çok gurur veren ve en mutlu eden şeylerin başında yatırımımızın daha önce bizim sektörümüzde hiç çalışmamış ve sektörden hiçbir firmanın bulunmadığı bir bölgede olması yer alıyor. Dolayısıyla buradaki iş gücünün zanaatkârlık ve deri işleme konusunda hiçbir bilgisi yok. Bizim 20 sene önce Düzce’de kurmuş olduğumuz fabrikada çırak olarak başlamış arkadaşlarımızın bugün İtalyanlara İtalya’da bu işin nasıl yapılacağını göstermeleri ve burada usta başı ya da öğretici olarak görev almaları bana çok büyük gurur veriyor” diyor.

“ÜLKEMİZİ DAHA İYİ TANITMALIYIZ”

İtalya ve Türkiye arasındaki üst düzey görüşmeler ve iş birlikleri devam ediyor. Peki bu süreç İtalyan iş dünyasına nasıl yansıyor? Çelet, İtalyan iş dünyasının henüz Türkiye’yi çok iyi tanımadığını aktarıyor ve ekliyor: “Bu noktada bize düşen önemli bir görev var: Ülkemizi çok daha fazla tanıtmamız lazım. Türkiye’nin neler yapabildiğini çok iyi anlatmamız lazım. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ajansı da bu konuda çalışıyor. Hatta İtalya tarafına bakan çok kıymetli bir İtalyan arkadaşımız var. Daha önce Türkiye’de uzun yıllar görev yapmış İtalyan firmaların yöneticisi olarak çok doğru bir isim Gino Costa. Geçtiğimiz hafta Torino’da bir toplantı vardı. Türkiye’de bulunan İtalyan Ticaret Odası Derneği Başkanı Stefano Kaslowski orada konuşmacı olarak bulundu. Tüm bu gelişmelerin ardından bize düşen bu çalışmaların ve bu çabaların yoğunluğunu artırmak, ülkemizdeki fırsatları ve iş insanlarımızın faaliyetlerini en iyi şekilde anlatmak. Henüz çok iyi tanınmıyoruz, daha iyi tanınmamız gerekiyor.”

WhatsApp Image 2025 06 19 at 16.42.07

“İTALYA’YI STRATEJİK BİR ORTAK OLARAK KONUMLANDIRIYORUZ”

İstanbul Aydın Üniversitesi Başkanı ve UFRAD Franchising Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın da Türkiye ile İtalya arasındaki ekonomik ve kültürel ilişkilerin gelişimine yönelik değerlendirmelerde bulunan isimlerden biri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İtalya Başbakanı Meloni’nin katılımıyla nisan ayında gerçekleştirilen Türkiye–İtalya İş Forumu’na dair gözlemlerini de paylaşan Aydın, iki ülke arasındaki iş birliğinin geleceğine ilişkin mesajlar verdi. İtalya’nın Avrupa’nın en köklü ülkelerinden biri olduğuna dikkat çeken Aydın, İstanbul Aydın Üniversitesi ve çeşitli iş dünyası kuruluşlarıyla birlikte bu ülkeyle uzun süredir eğitim, hizmet ihracatı ve inovasyon odaklı projeler yürüttüklerini ifade etti. “İtalyan üniversiteleriyle akademik değişim programları, ortak Ar-Ge projeleri ve öğrenci hareketliliği konularında iş birliğimiz devam ediyor” diyen Aydın, DEİK Türkiye-İtalya İş Konseyi çatısı altında yatırımların teşvik edilmesine yönelik çalışmalarda da aktif rol aldıklarını belirtti.

“ZİRVEDE STRATEJİK ORTAKLIKLAR YENİDEN TANIMLANDI”

DEİK tarafından düzenlenen Türkiye–İtalya İş Forumu’na katılan Aydın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin liderliğinde gerçekle[1]şen zirvenin, iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısını araladığını söyledi. Forumda enerji, savunma sanayi, altyapı gibi stratejik alanların yanı sıra eğitim, kültür ve turizmin de gündeme geldiğini belirten Aydın, “Hem Türk hem İtalyan tarafı, uzun vadeli iş birliklerine açık ve istekli bir görüntü sergiledi” değerlendirmesinde bulundu. Toplantı sonrası ortaya çıkan sinerjinin somut adımlara dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, tamamlayıcı üretim yapılarının Türkiye ve İtalya’yı üçüncü ülkelere ortak ihracat yapabilecek potansiyel ortaklar haline getirdiğini belirtti. Önümüzdeki dönemde özellikle eğitim, yeşil enerji, dijital dönüşüm, sağlık turizmi ve sürdürülebilir tarım gibi alanlarda ciddi fırsatlar bulunduğuna işaret etti.

“TÜRK İŞ GÜCÜ KÜLTÜREL KÖPRÜ İŞLEVİ GÖRÜYOR”

İtalya’daki Türk girişimcilerin, iki ülke arasında sadece ekonomik değil kültürel bir bağ kurduğunu ifade eden Aydın, “İkinci ve üçüncü kuşak Türk gençlerinin girişimci yapısı, yeni iş modellerinin gelişmesini sağlıyor. Bu potansiyeli iyi değerlendirmeliyiz” dedi. Öte yandan 2024 itibarıyla Türkiye ile İtalya arasındaki ticaret hacminin 32 milyar Dolara ulaştığını hatırlatan Aydın, orta vadede 40 milyar Dolarlık hedefin gerçekçi olduğunu söyledi. Bu noktada KOBİ’lerin sürece daha aktif katılmasının önemine dikkat çekti.

Başa dön tuşu
Haber Kaygı